24 Aralık 2022 Cumartesi

E-Ticaret ve Döngüsellik

Yeryüzü ve insanlık hızla bir kaynak krizine doğru gidiyor. Bu kaynak krizini çözebilmenin iki temel yolu bulunuyor. Ya hem kaynak tüketimi hem de nüfus açısından küçüleceğiz ya da ekonomik olarak küçülmeden daha az kaynakla aynı işleri yapmayı becereceğiz. Hem kaynakları bu biçimde tüketelim hem de büyümeye devam edelim diye bir seçeneğimiz yok. Döngüsellik bize küçülmeyi zorunlu tutmadan kaynak yoğun bir üretimden emek yoğun bir sisteme geçişe dair öneriler getiriyor. Yalnız bu önerileri kimler dinlemeli?

Genel olarak bakıldığında üretim ve tüketim hepimizi ilgilendirse de bu konudaki önemli sorumluluk hepimizin omuzlarına eşit biçimde dağılmıyor. Ne yazık ki insanların oldukça küçük bir azınlığı kaynakların çoğunun tükenmesine neden olurken büyük bir çoğunluk da ciddi bir ayak izi bırakmadan yaşıyor. Dolayısıyla bu konunun dokunacağı kesim de internet üzerinden bayram ya da yılbaşı hediyesi sipariş edebilen kesim olacak, çünkü yeryüzüne bir ayak izi bırakarak yaşayanlarla bu ayak izini bırakmadan yaşayanlar arasına bir çizgi çekecek olsak, bu çizgi başka noktalardan geçebileceği gibi internet üzerinden alışveriş yapanlardan da geçecektir. Sebebi ise oldukça basit, bir cep telefonu ya da bilgisayara erişiminiz var. O cihazın internet bağlantısı var. İnternet üzerinden sipariş verebiliyorsunuz. Bu siparişin ödemesini modern ödeme yöntemleri ile yapabiliyorsunuz. Bu siparişin ulaşabileceği bir adresiniz var ve bu adres taşımacılar tarafından ulaşılabilir. Bunların tamamı sizi sorunun bir parçası yapar. Bundan dolayı da “Ben ne tüketiyorum ki? Siz asıl zenginlere bakın!” argümanı tam olarak çalışmaz. Elbette hepimizden daha zengin ve daha fazla tüketen insanlar var ama internet üzerinden yapılan alışverişin bir parçası ise, bunu yeryüzünün lehine nasıl döndürebileceğimiz konusunda da kafa yormamız gerekiyor.

“Online” ya da internet üzerinden alışveriş, COVID19 pandemisinden çok önce yaygın olan bir alışkanlık olsa da bu küresel sağlık tehlikesi, internet üzerinden sipariş verme konusunda isteksiz olanlar için bile bunu bir zorunluluk haline getirdi. Daha fazla tüketici online alışveriş yapmaya başladı ve karşısında giderek büyüyen ve her ihtiyacını karşılayabilecek çok çeşitli e-ticaret platformları buldu. Zaman geçtikçe bilinçli tüketiciler, anlık satın alma dürtülerinin ve istenmeyen ürünlerin geri gönderilmesinin çevre için ne anlama geldiğinin giderek daha fazla farkına vardı. Özellikle tekstil ürünlerinde “üzerime uymazsa geri gönderirim, ne olmuş canım” tarzının çevreye olan kötü etkisi bu bilinçli tüketiciler tarafından algılandığında siparişler biraz daha kalıcı olması amacıyla verilmeye başlandı. Elbette sosyal medya platformlarında fotoğraf paylaşmak için alışveriş yapıp sonrasında bu ürünleri iade eden bilinçsiz kişileri her zaman duyuyoruz ve muhtemelen de duymaya devam edeceğiz ancak bunların yapılan alışverişin küçük bir kısmını oluşturduğunu ummak istiyoruz.

Bunun dışında online işletmelerin ürünleri için sağladıkları ambalajların tamamına yakını atık haline gelmekte ve olumsuz çevresel faktörlere daha fazla katkıda bulunmaktadır. Bu ambalaj maddeleri geri dönüşüme yollansalar bile döngüsellik çerçevesinde önemli kayıplara yol açıyorlar. Çünkü döngüsel ekonominin temeli, maddeleri geri dönüşüme göndermek değil geri dönüşüme gönderilmesi gerekmeden tekrar tekrar kullanılacak malzemeler üretmektir. Ayrıca bir mağazadan satın aldığımız ürün bize çok az bir ambalajla teslim edilirken ve hatta bazı yerlerde ambalajı bir başka üründe kullanmaları için mağazada bırakma imkanımız varken, internet üzerinden satın aldığımız ürünlerin önemli bir kısmı gerekenden çok daha fazla sarmalanmış halde bize ulaşır. Bunun nedeni de taşıma esnasında yaşanan sorunları azaltmak ve bu şekilde de geri dönüşleri engellemektir. Burada satıcılara kısmen de olsa hak vermemiz gerekiyor.

Tam bu noktada durup bir soru sormamız gerekiyor. “Ben bu cep telefonunu internet üzerinden aldığım zaman mı doğaya daha az zarar veriyorum, kargo ile eve getirttiğim zaman mı?” Bu soruya cevap verebilmek için gerekli olan hesap asla tam olarak yapılmıyor ya da en azından ben hiç görmedim. O cep telefonunun dev bir depodaki rafta durması, birinin onu alıp bir paketin içine koyması, kargo kamyonuna yüklemesi, kargo kamyonunun onu bizim evimize taşıması ve tüm bu işlemler için fazladan ambalaj kullanılması mı doğaya daha fazla zarar veriyor yoksa aynı depodan bu telefonun mağazaya sevk edilmesi, orada ışıltılı bir ortamda sergilenmesi, sonra bizim evden o mağazaya gidip o telefonu incelememiz, beğenip alıp bir poşete koymamız ve eve geri getirmemiz mi? Bu sorunun cevabının hangi yönde çıkacağına pek de emin değilim. Özellikle yakınlarımızdaki bir depodan evimize yapılan sevkiyat biraz daha avantajlı olabilir diye düşünüyorum. Tam tersi, dünyanın diğer ucundaki bir üreticiden uçak kargosuyla bize ulaşıyorsa, mağazadan almak çok daha avantajlı olabilir. Dolayısıyla attığımız her adımda bu hesabı yapıyor olmamız epey faydalıdır. Sürdürülebilirlik bağlamında kullandığımız ürünlerin tüm ayak izlerine bakmak daha akılcı bir yöntemdir. Size semtinizdeki bir mağaza yerine o ürünü uzak yerlerden sipariş etmek daha ucuz görünebilir ama o siparişin çevreye verdiği zararı da düşünecek olursak semtinizdeki mağazadan satın almak daha akılcı olabilir.

Bu sorunların ya da düşüncelerin üzerine bir de son yıllarda gittikçe artan yemek siparişlerini de ekleyebiliriz. Yemek yiyeceğimiz mekana gitsek bir tabakta sunulup sonrasında yıkanacak olan nesnelerin yerine tek kullanımlık ambalajlarda yiyecek alıyoruz. Neyse ki çoğumuz yemeği beğenmedik diye iade etmediğimizden ters lojistik sorunumuz fazla yok ama onun dışında internetten yapılan tüm siparişler için söyleyebileceğimiz sorunlar burada da var. Olumlu yön olarak ise bu yemek siparişi teslimatlarının çoğunun tek kişilik motosikletli kuryeler tarafından yapılması ve bu nedenle de bizim bir araca binip yemek yemeye gitmemize kıyasla daha az karbon salımı, trafik sıkışıklığı ve aklınıza gelebilecek diğer türlü sorunları azaltmamız olarak sıralayabiliriz. Özellikle de geniş bir grup olarak dışarıya yemeğe gitmek yerine bu yemeği eve ısmarlamak doğaya nispeten daha az zarar veriyor olabilir. Ama lütfen evde kendi başınıza oturuyorken canınız lahmacun çekerse, kendinize başka bir çözüm üretin, çünkü tek kişiye böylesi bir servis sürdürülebilir olmayabilir.

Şimdi bir de yemek hizmeti sunan firmaların siparişleri yenilenebilir kaynaklardan elde edilen dronlarla kapınıza teslim ettiği bir sistemi düşünün. Bu sistem hem motosikletli kuryelerin yarattığı çokça sorunu engelleyecek hem de yemeklerin aşırı ambalaj ihtiyacını azaltacaktır. Hatta, aynı dron ile ambalajların, hatta tabakların bile geri gönderilmesi mümkün olabilir. Dahası, tüketemediğiniz kısmını geri göndermek isterseniz, o besin de başka bir noktada kaynak olarak kullanılabilir (kompost veya hayvan barınakları gibi). Dolayısıyla ilerleyen teknolojiler döngüsellik bağlamında bize türlü imkanlar sunabilirler ve işin güzeli, o noktadan çok da uzakta değiliz. Ancak yeni iş fikirleri üreten kişilerin kafalarının bir köşesinde geleceğin döngüsellik üzerine inşa edilmesi gerektiğini tutmaları gerekiyor.

İnternet üzerinden yapılan siparişlerin olumsuzluklarını çokça konuştuktan sonra bir de artılarına bakalım. Diyelim inanılmaz dayanıklı ve sürdürülebilir biçimde üretilmiş bir ürününüz var, ama bugün için pazarda kendinize yer bulamıyorsunuz. İşte bu ürünler için online satışlar çok önemli bir kaynak sağlayabilir. Fiyat rekabeti nedeniyle kendilerine raflarda yer bulamayan ürünler ya da mağaza açma külfetine girmek istemeyen çokça firma internet üzerinden alıcılarla buluşabilir. Benim en sevmediğim şeylerden biri bir mağazada gezerken omuzumda belirip “yardımcı olabilir miyim?” diye soran görevlilerdir. Online mağazalarda ise kimse gelip sizi meşgul etmeden istediğiniz gibi ürünlerin tüm özelliklerine bakıp istediğiniz karşılaştırmaları yapabilirsiniz. Sakin kafayla ve satış baskısı yaşamadan doğru kararları vermek ve sürdürülebilir ürünleri seçebilmek internet ortamında nispeten daha kolaydır. Mağazalarda sorduğunuz sorulara verilen cevaplar daha çok o elemanın belirli bir ürünü aldırmaya yönelik manipülasyonudur. Oysa internet ortamında bir firmada o bilgiyi bulamıyorsanız bir başka firmada bulmanız olasıdır hem de yerinizden bile kalkmadan.

İnternet üzerinden yapılan alışverişin en önemli faydalarından biri de satıcının alıcının oturduğu ya da bulunduğu yeri oldukça doğru biçimde bilebilmesi ve bunu değerlendirme yetisine sahip olmasıdır. Tersine ya da geriye lojistik konusunun en başta gelen sorunu eğer kullanıcı ürünü bir nedenle geri göndermek isterse bunun planlamasının yapılmasındaki zorluktur. Üretici ve kullanıcı arasında kurulan mekana dayalı bir sistem, bugün için sadece tek yönlü olarak ürün sevkiyatına yarasa da gelecekte o ürünün tamiratı, yenilenmesi ve hatta başka amaçlarla kullanılmasını da kolaylaştıracaktır.

Bugün kullandığımız kargo sistemleri şirketlere ve kullanıcılara önemli bir maddi külfet getirmektedir. Bu maddi külfetin üzerine bir de taşıma yapan şirketin taşıdığı malın tüm ambalajını tekrar kullanılmak üzere geri getirmesini beklemek çok mantıklı bir çözüm değildir. Ancak özellikle büyük ürünlerin ambalajlarının çok seferlik kullanım için tasarlanması ve gerektiğinde arızalı ürünler için de kullanılabilmesi kargo uygulamalarıyla birleştiğinde döngüsellik açısından büyük fırsatlar yaratacaktır. Bir de bazı küçük taşıma işlemlerinin robotlar ya da dronlar tarafından yapıldığını düşünün. Geleceği doğru tasarladığımız sürece sorunlar artacak olsa bile çözümlerin daha hızlı bulunabileceğini düşünmek hiç de güç değil.

Ayrıca, yemek hariç verdiğimiz siparişlerin illa kapımıza gelmesi de gerekli değil. Merkezi ama bulunduğumuz yere yakın bir toplama noktasından bu ürünleri geçerken almak çoğumuzun hayatını nispeten kolaylaştıracak ve kargo işlemlerini de azaltacak bir çözüm olarak düşünülebilir. Bugün için tüm taşıyıcıların ayrı bir depo sistemleri olduğu için tümü kendilerine bir depo yaratmak zorunda kalıyorlar. Bu da sistemin dağınık çalışmasını ve bundan kaynaklı olarak daha masraflı olmasını ortaya çıkartıyor. Oysa “posta kutusu” benzeri bir sistem içerisinde taşınan ürünlerin kısa süreli tutulması ulaşılabilirliği artırabilir. Aynı zamanda bu merkezi yerlerden ambalajların toplanarak tekrar kullanılabilmesi de daha kolay olacaktır.

Bir de şimdiye kadar hep B2C yani bir şirketten kullanıcı ya da tüketiciye yapılan sevkiyatları konuştuk. Döngüsel ekonominin en önemli dayanaklarından biri de yapılan işlemin başlıca adımlarından birinin C2C yani kullanıcıdan kullanıcıya olmasıdır. İnternet bu kullanıcıdan kullanıcıya olan satış ya da değiş tokuşları çok kullanışlı hale getirmiştir. Günümüzde bu düşünce etrafında çalışan oldukça fazla sayıda aracı kuruluş bulunmaktadır. Döngüsel ekonomi çevçevesinde bu kuruluşların hem yaygınlıklarının hem de sayılarının artmasını beklememiz gerekir. Yalnız özellikle büyük şehirlerde temel problemimiz gene de lojistik olacaktır. Lojistik problemleri bağlamında standartlaşmanın sağlanması hepimizin hayatını kolaylaştırabilir. Artık ihtiyacımız olmayan bir kazağı satmayı ya da bağışlamayı düşünmemiz kolaydır. Bunu yapacağımız internet sisteminin tasarlanması da nispeten olasıdır. Ama o kazağı bize ve bir sonraki kullanıcıya en az eziyet verecek şekilde elden ele geçirmek işin zor kısmıdır. Döngüsel ekonomiye geçişte de özellikle büyük şehirlerde yaratmamız gereken sistem daha çok lojistik konusunda olacaktır. Eminim çoğumuzun dolabında en kısa sürede elden çıkartmak isteyeceği çok şey vardır ve o nesnelerin çoğu da başkaları için büyük kıymet taşır. Bu nesnelerin çoğu için amacımız para kazanmak bile olmayabilir. Çocuğumuzun küçükken oynadığı bir oyuncağı ya da eski okul kitaplarımız, kullanmadığımız defterlerimiz, elektrik sistemini değiştirdiğimiz için elimizde kalan ampuller, artık internet üzerinden müzik dinlediğimiz için boşuna yer kaplayan kaset veya CD'ler başkaları için mücevher olabilir. Yeter ki bunları ciddi bir maddi külfet ve zaman sıkıntısı olmadan karşı tarafa ulaştırabilelim.

Sonuç olarak internet üzerinden yapılan alışveriş bugün için döngüsellik bağlamında ciddi sorunlar içeriyor. Ancak bu sorunların temel kaynağı yapılan alışverişin doğasından değil lojistikten kaynaklanmaktadır. Lojistik sorunlarının üstesinden geldiğimizde modern teknoloji bizlere oldukça faydalı çözümler sunmaya adaydır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder