30 Ocak 2023 Pazartesi

Karbon bütçemizi boşaltan 25 şirket

Karbon bütçesi, küresel ısınmayı 1,5°C gibi belirli bir eşiğin altında tutarken atmosfere salınabilecek toplam karbondioksit emisyonu miktarıdır. Bu konuda çalışmalar yapan çok sayıda bilim insanından oluşan Global Carbon Project geçtiğimiz kasım ayında küresel ısınmayı 1.5℃ ile sınırlama şansına sahip olmak için, kalan karbon bütçemizin 380 milyar ton (Gt) CO2 civarında olduğunu açıkladı. Bu miktarın ne derece az olduğunu anlatmak için şunu söylemek yeterli: Senede yaklaşık 45-50 Gt CO2 salıyoruz. Böyle devam edecek olursak 2030 yılı civarında karbon bütçemizi tüketmiş olacağız. Bunun anlamı da küresel ısınmanın artık 1,5℃’nin üzerine çıkacağıdır.

1,5℃’nin üzerine çıktığımızda neler olacağını uzun uzun anlatmak mümkün, ancak henüz 1,2℃ ısınmışken nasıl bir kış geçirmekte olduğumuzu ve kuraklığın ne boyutta olduğunu dikkate alacak olursak, daha fazla ısınmanın neler getirebileceğini hepimiz kolayca bilebiliriz. Ancak unutmayalım ki 1,5℃ keskin bir çizgi değil. Atmosfer ısındıkça başımıza gelecek sorunlar da gittikçe artacak. O nedenle mümkünse 1,5℃’ye ulaşmadan durmamız gerekiyor. Bu sınırı aşıyorsak da fazla ilerlemeden durmamız lazım çünkü ısındığımız her derece durumu daha da geri dönülemez bir hale getiriyor.

Şimdi bu ısınmanın önemli bir kısmına neden olan 25 şirketten söz edelim. Bu 25 şirket gelişi güzel sektörlerdeki şirketler değil, tümü dünyanın başta gelen petrol ve doğal gaz üreten şirketleri. Bu şirketler bugün yaptıkları gibi kontrolleri altındaki kaynaklardan fosil yakıt üretmeye devam edecek olurlarsa atmosfere korkunç bir sera gazı salımına yol açacaklar.

İklim krizini durdurabilmek için 2050 yılına kadar yakacağımız fosil yakıtların tümünden en fazla 380 Gt CO2 salma hakkımız var. Bu 25 şirketin çalıştırdığı ve açmayı planladığı sahalardan çıkacak olan petrol ve doğal gazın yakılmasıyla 2050 yılına kadar salınacak CO2 miktarı ise 340 Gt. Yani bu 25 şirket, karbon bütçemizin neredeyse tamamını bitirmiş oluyor. Ancak çok daha önemli sorunlarımız var:

Salınan tüm CO2 petrol ve doğal gazdan gelmiyor. Gelişmekte olan ülkelerde hala önemli oranda kömür de tüketiliyor. Petrol ve doğal gaz birlikte CO2 salımlarının %55’ine neden olsa da kömür %39 ile en üst sırada yer alıyor. Dolayısıyla kömür acilen vazgeçmemiz gereken bir enerji kaynağı. Yalnız kömürün üretim kaynakları son derece geniş bir coğrafyaya yayıldığından bu sorunu az sayıda şirketin yarattığı bir sorun olarak görebilmemiz daha zor oluyor.

Dünyada petrol ve doğal gaz üreten sadece bu 25 şirket yok. Bunlar sadece en büyük 25 şirket, diğer üreticileri de hesaba katacak olursak 1,5℃ hedefini tutturabilmemiz neredeyse imkansız hale geliyor.

Daha da kötüsü, bu 25 şirketin kaynaklarına bakacak olursak, bu kaynakların önemli bölümünün 2050 yılı sonrasında da çıkartılmaya devam edileceğini görmemiz zor değil. Mesela dünyanın en büyük petrol sahası olan Suudi Arabistan’daki Ghawar sahası en az 2081 yılına kadar petrol üretmeye devam edebilir. Dolayısıyla, iklim krizine “dur” diyebilmek için bu şirketlerin yer altındaki fosil yakıt kaynaklarını çıkartmalarına engel olunması gerekiyor. Bu şirketler kullandıkları tüm kaynakları çıkartıp piyasaya sürecek olurlarsa ısınmanın değil 1,5℃, 2℃ veya 3℃ ile durdurulması bile mümkün olmayabilir.

Ama felaket senaryosu, gerek bu şirketlerin gerekse de diğer oyuncuların petrol ve doğal gaz araştırma çabalarına devam etmeleridir. Gerçi şu ana kadar keşfedilmiş olan kaynakların çok üzerinde bir keşif beklenmese de kaya gazı türü yeni yöntemlerin piyasaya sunulması bile iklim krizini çok daha kötü bir yola sürükleyecektir.

Modern yaşamın gereklerine değinmeden bunları sadece çevresel açıdan bir durum tespiti olarak ortaya koymamız gerekiyor. İnsanlık modern yaşamın getirdiklerinden hızla vazgeçmeden bir felaket senaryosuna doğru sürüklenebilir. Bu 25 şirket başta olmak üzere çok sayıda kişi ve şirket de güncel kazançları için o felaket patikasından yürümemizi teşvik ediyorlar. Kendi bilincimiz ve bilgimizle o yoldan gitmeyi tercih ediyorsak aptallığımıza diyecek bir sözüm olamaz ama en azından bu işin muhasebesini bilelim ve görelim. Kimin bizim sırtımızdan zengin olduğunu ve bizim bunun sonunda ne duruma düşeceğimizi bilip gene de o yolu tercih ediyorsak, düşündüğümüz kadar akıllı bir tür olmayı becerememişiz demektir. O zaman da gelmekte olan felaket bize müstehaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder