4 Ocak 2023 Çarşamba

Hava kirliği ve iklim değişikliği

Yeni yılın ilk haftasında, İstanbul’da ortalığı kaplayan ve gün boyu da çok kalkmayan sis hava kirliliği konusunu bir kez daha gündeme taşıdı. Bu sorunun kaynaklarının neler olduğu uzun uzadıya tartışılabilir ama öncelikle hava kirliliği ve iklim değişikliği kavramlarını ayırmakla işe başlayabiliriz.

Hava kirliliği ve iklim değişikliği, genellikle birbiriyle karıştırılan iki farklı çevre sorunudur. Her iki sorunu da etkili bir şekilde ele almak için bu iki konu arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları anlamak önemlidir.

Hava kirliliği; havadaki istenmeyen gazlar, partiküller (parçacıklar) ve biyolojik moleküller gibi zararlı maddelerin varlığını ifade eder. Bu maddeler enerji santralleri, fabrikalar, arabalar ve yangınlar dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan gelebilir. Hava kirliliğinin insan sağlığı ve çevre üzerinde ciddi olumsuz etkileri olabilir. Hava kirliliği ekinler ile diğer bitkilere de zarar verebilir ve yaban hayatı ile ekosistemler üzerinde olumsuz etkileri olabilir.

Hava kirliliğine değişik maddeler katkıda bulunur:

Partikül madde: Bu, havada asılı duran küçük parçacıklardan oluşan bir hava kirliliği türüdür. Toz, kir, kurum ve diğer maddeleri içerebilir. Partikül madde akciğerlere girebilir ve burada solunum problemlerine neden olabilir.

Ozon: Azot oksitlerin ve uçucu organik bileşiklerin güneş ışığı varlığında reaksiyona girmesiyle oluşan bir hava kirliliği türüdür. Yeryüzündeki ozon solunum problemlerine neden olabilir ve bitkilere zarar verebilir.

Karbon monoksit: Yakıtların tam olarak yakılmaması durumunda ortaya çıkan renksiz, kokusuz bir gazdır. Kanın oksijen taşıma kabiliyetine müdahale edebileceği için zehirlidir. Baca gazı zehirlenmelerinin önemli kısmı karbon monoksit temellidir.

Sülfür dioksit: Bu, kükürt içeren yakıtlar yakıldığında üretilen keskin bir gazdır. Solunum problemlerine neden olabilir.

Azot oksitler: Bunlar, yakıtların özellikle taşıt araçlarında yüksek sıcaklıklarda yanması sırasında oluşan bir grup gazdır. Solunum problemlerine neden olabilirler ve ozon ve partikül madde oluşumuna katkıda bulunabilirler.

Öte yandan iklim değişikliği, atmosferdeki artan sera gazı seviyeleri nedeniyle gezegenin uzun vadeli ısınmasını ifade eder. Karbondioksit ve metan gibi gazlar güneşten gelen ısıyı hapsederek Dünya'nın sıcaklığının yükselmesine neden olur. Kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların yakılması sera gazı salımlarının en önemli kaynağıdır. Ormansızlaşma ve diğer arazi kullanımı değişiklikleri, fotosentez süreciyle atmosferden emilen karbondioksit miktarını azaltarak iklim değişikliğine katkıda bulunabilir. 

Hava kirliliği ile iklim değişikliği arasındaki temel benzerliklerden biri, her ikisinin de insan sağlığı üzerinde önemli etkileri olmasıdır. Hava kirliliği, astım, amfizem ve kalp hastalığı dahil olmak üzere bir dizi solunum ve kardiyovasküler hastalığa neden olabilir. Öte yandan iklim değişikliği, daha sık ve şiddetli sıcak hava dalgalarına neden olabilir ve bu da yaşlılar ve önceden sağlık sorunları olanlar gibi savunmasız nüfuslar için tehlikeli olabilir. Ayrıca altyapıya zarar verebilecek, ulaşım ve iletişimi bozabilecek ve can kaybına yol açabilecek daha sık ve şiddetli fırtınalara yol açabilir.

Hava kirliliği ile iklim değişikliği arasındaki bir diğer benzerlik de her ikisinin de ekonomik etkilerinin olmasıdır. Hava kirliliği, sağlığa olumsuz etkileri nedeniyle daha yüksek sağlık maliyetlerine yol açabilir. Ayrıca ekinlere ve diğer bitkilere zarar vererek tarımsal verimliliğin düşmesine neden olabilir. İklim değişikliğinin, yükselen deniz seviyelerine uyum sağlama maliyeti ve daha sık ve şiddetli fırtınalar gibi ekonomik etkileri de olabilir. Ayrıca sıcaklık ve yağış modellerindeki değişiklikler nedeniyle tarımsal verimliliğin düşmesine neden olabilir.

Hava kirliliği ile iklim değişikliği arasındaki üçüncü benzerlik, her ikisinin de çevresel etkilerinin olmasıdır. Hava kirliliği yaban hayatı ve ekosistemlere zarar vererek biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve ekosistemin bozulmasına yol açabilir. Ayrıca atmosfere sera gazları salarak iklim değişikliğine katkıda bulunabilir. Öte yandan iklim değişikliği, ekosistemlere ve vahşi yaşama zarar verebilecek sıcaklık ve yağış düzenlerinde değişikliklere yol açabilir. Ayrıca, su baskınlarına, sulak alanların ve diğer yaşam alanlarının kaybına neden olabilen deniz seviyelerinin yükselme sebebidir.

Son olarak, hava kirliliği ile iklim değişikliği arasındaki dördüncü benzerlik, her ikisinin de küresel etkiye sahip olmasıdır. Hava kirliliği ve iklim değişikliği, ulusal sınırlara saygı göstermez ve dünyadaki insanlar ve ekosistemler üzerinde etkileri olabilir. Bu, bu konuları ele almanın küresel bir çaba ve farklı ülkeler arasında işbirliği gerektirdiği anlamına gelir.

İklim değişikliği ve hava kirliliği farklı iki sorundur. Kömür yakılması sonucunda ikisi de oluşur ama kömürün yakılması daha çok partikül madde çıkardığı için hava kirliliğine, karbondioksit çıkardığı için de iklim değişikliğine neden olur. Yani ikisini de oluşturan kaynak aynıdır. Fosil yakıtların yakılması azaltılacak olursa her iki sorundan da kurtulma şansımız vardır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder