1 Mart 2024 Cuma

Biyoçeşitlilik Kaç Para Eder?

Biyoçeşitlilik, bir ekosistemdeki canlı türlerinin çeşitliliği ve bu türler arasındaki genetik çeşitlilik olarak tanımlanır. Biyoçeşitlilik, gezegenimizdeki yaşamın zenginliğini ve çeşitliliğini ifade eder. Bu çeşitlilik; bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar ve diğer organizmaları içerir. Biyoçeşitlilik, ekosistemlerin sağlığını ve işlevselliğini sürdürmek için çok önemlidir. Bir ekosistemdeki farklı türler, birbirleriyle karmaşık ilişkiler içinde bulunur ve birçok ekosistem hizmetini sağlar. Örneğin, bitkiler oksijen üretir, toprak erozyonunu önler, su döngüsünü düzenler ve habitat sağlarlar. Aynı şekilde, hayvanlar, tozlaşma, toprak havalandırması ve zararlıları kontrol etme gibi önemli işlevleri yerine getirir. Biyoçeşitliliğin korunması, insanların doğal kaynaklara erişimini ve yaşam kalitesini etkiler. Tarım, ilaç endüstrisi, turizm, ve diğer sektörlerde biyolojik kaynaklara dayalı olarak ekonomik fırsatlar sağlar. Ancak, insan etkinlikleri, habitat kaybı, iklim değişikliği, kirlilik ve türlerin yok olması gibi tehditler biyoçeşitliliği tehlikeye atar.

Biyoekonomi, biyolojik kaynaklardan elde edilen ürünler ve hizmetlerin ekonomik olarak değerlendirilmesi ve kullanılmasıyla ilgilenen bir kavramdır. Bu kavram, biyoteknoloji, tarım, orman yönetimi, gıda üretimi, ilaç endüstrisi ve çevre koruma gibi alanları içerir. Biyoekonomi, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi ve kullanılması yoluyla ekonomik büyümeyi teşvik eder. Bununla birlikte, biyoekonomi aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal refahın artırılmasını da amaçlar. Bu nedenle, biyoekonomi, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve biyolojik çeşitliliğin korunmasıyla ilgili ekonomik değerlendirmeleri de içerir. Biyoekonominin temel amacı, ekonomik büyümeyi desteklerken çevresel ve sosyal sorumluluğu da gözetmektir.

Biyoekonomi dediğimizde aklımıza sürekli biyolojik kaynakları kullanarak elde edilebilecek kazanç geliyor. Oysa üstlerine bir fiyat etiketi koymak kolay olmasa da esas biyolojik kaynaklar üzerine fiyat etiketi koyamadıklarımızdır. 

Biyoçeşitlilik, bitkilerin çiçeklerinin polenlerinin bir türden diğerine taşınmasını sağlayan farklı türlerin arasındaki etkileşimleri içerir. Bu, meyve ve tohumların oluşumunu sağlar ve çoğu bitki ürününün üretiminde kritik öneme sahiptir. Arılar, kelebekler, kuşlar ve diğer hayvanlar, bitkilerin polinasyonunda önemli rol oynar. Biyoçeşitliliğin azalması, polinatör türlerinin kaybına ve dolayısıyla tarım verimliliğinde düşüşe neden olabilir.

Biyoçeşitlilik, sulak alanlar, nehirler ve göller gibi su sistemlerinin temizlenmesine yardımcı olur. Farklı türler, suyun temizlenmesinde farklı roller üstlenir. Örneğin, sucul bitkiler, zararlı maddeleri emer ve suyu filtreler. Aynı zamanda, mikroorganizmalar sucul ekosistemlerde organik atıkları parçalar ve suyun temizlenmesine katkıda bulunur. Biyoçeşitliliğin azalması, su kalitesinin düşmesine ve su kaynaklarının kirlenmesine neden olabilir.

Biyoçeşitlilik, bitki örtüsünün büyümesi ve gelişmesi yoluyla atmosferden karbon emilimini artırır. Bitkiler, fotosentez süreci sırasında karbondioksidi emer ve oksijen üretirler. Ayrıca bitki örtüsü, karbonu toprakta depolayarak karbon döngüsünü dengelemeye yardımcı olur. Ormanlar, mangrov ormanları, çayırlar ve diğer ekosistemler, karbon emiliminde önemli bir rol oynar. Biyoçeşitliliğin azalması, karbon emilimini azaltabilir ve iklim değişikliğinin etkilerini artırabilir.

Biyoçeşitlilik, ilaç endüstrisi için önemli bir kaynaktır çünkü doğal çevredeki bitkiler, mantarlar ve mikroorganizmalar, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan etkin bileşenler içerir. Ormanlar, yağmur ormanları ve denizler gibi çeşitli ekosistemler, biyoçeşitliliğin ilaç endüstrisine sağladığı potansiyel kaynaklardır. Biyoçeşitliliğin azalması, yeni ilaç keşfi ve geliştirilmesinde engeller oluşturabilir ve insan sağlığı için önemli tedavi seçeneklerinin kaybına neden olabilir.

Bu nedenlerle biyoçeşitlilik; polinasyon, su temizliği ve karbon emilimi gibi ekosistem hizmetlerinin sağlanmasında kritik bir rol oynar ve insanların sağlığı, refahı ve ekonomisi için önemlidir. Bu ekosistem hizmetlerinin korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi, biyoçeşitliliğin öneminin vurgulanmasını gerektirir. 

Biyoçeşitliliğin korunması, biyoekonomi üzerinde bir dizi olumlu etkiye sahiptir. Mesela biyoçeşitliliğin korunması, biyolojik kaynakların sürdürülebilir kullanımını teşvik eder ve bu da yenilik ve inovasyonu destekler. Farklı bitki ve mikroorganizmalar, yeni ilaçlar, tarım ürünleri, biyoyakıtlar, biyoplastikler ve diğer biyolojik tabanlı ürünlerin keşfi ve geliştirilmesi için potansiyel kaynaklar sağlar. Ayrıca biyoçeşitliliğin korunması, ekosistem hizmetlerinin devamını sağlar. Polinasyon, su temizliği, toprak verimliliği, karbon emilimi ve diğer ekosistem hizmetleri, biyoçeşitliliğin sağlıklı ekosistemlerde varlığına dayanır. Bu hizmetler, tarım, su kaynakları yönetimi, iklim değişikliği ve diğer alanlarda ekonomik faydalar sağlar. Son yıllarda bu açıdan yaşanılan kayıplar özellikle tarımda ciddi kayıplara neden olmuştur.

Turizm ve rekreasyon sektörleri de biyoçeşitlilik kaybından etkilenir. Korunan doğal alanlar; doğa turizmi, kuş gözlemciliği, doğa yürüyüşleri ve diğer açık hava etkinlikleri için cazip yerlerdir. Ülkemizde fazla değerlendirilmese de bu tür turizm faaliyetleri, yerel ekonomilere önemli gelir sağlar ve iş imkanları yaratır. 

Biyoçeşitliliği korumak, sürdürülebilir tarım ve orman yönetimini teşvik eder. Çeşitli bitki ve hayvan türlerinin varlığı, zararlılarla mücadelede doğal düşmanlar ve hastalıklara karşı dirençli çeşitlerin kullanımı gibi entegre zararlı yönetimi tekniklerini destekler. Aynı şekilde, ormanların sürdürülebilir yönetimi, biyoçeşitliliğin korunmasına ve orman ürünlerinin uzun vadeli kullanımına odaklanır. Bugün çoğu üretimde doğal malzemelerin kullanılması ve sürdürülebilirlik tercih ediliyorsa, bunun sağlanması için orman kaynaklarının çeşitliliğinin de korunması gerekmektedir. Bundan dolayı biyoçeşitlilik odaklı işletmeler, biyolojik kaynaklardan elde edilen ürünler ve hizmetlerin sürdürülebilir üretimini ve tüketimini teşvik eder. Bu, doğal kaynakların verimli ve etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayarak ekonomik büyümeyi ve istihdamı destekler.

Sürdürülebilirlikten bahsettiğimiz zaman çoğunlukla çevre ve doğa konularından bahsediyormuşuz gibi bir his doğuyor. Evet, çevrenin sürdürülebilirliği genel anlamda sürdürülebilirliğin başlıca temellerinden birini oluşturuyor. Ama doğanın bize sağladığı hizmetleri binlerce yıldır hep elimizin altında kabul ettiğimizden bunlara bir ekonomik değer biçmemişiz. Oysa Toroslardaki yörükler artık daha düşük sıcaklıkta da yaşamlarını sürdürebilen arıları satın alarak kiraz yetiştirmeye devam ediyorlar. Eskiden doğada serbestçe var olan bu canlılar artık parayla alınıp satıldığı için biyoekonominin bir parçası haline geldiler. Dolayısıyla doğada serbestçe var olan biyoçeşitliliği korumanın da maddi bir değeri oluşmaya başladı. İnşallah bu değer ödeyemeyeceğimiz bir seviyeye ulaşmadan gözlerimizi açıp biyoçeşitliliğin de değerli olduğunu kavrarız.

Bu yazı EkoIQ dergisinde yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder