6 Kasım 2023 Pazartesi

Sapla Samanı Karıştırmak

Kasım ayının sonunda Birleşik Arap Emirlikleri’nde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin 28. Taraflar Konferansı (COP28) düzenlenecek. Bu nedenle, neredeyse Aralık ayının ortasına kadar bu konu iklim ve çevre gündemine egemen olacak. Dubai’de tüm ülkeler iklim değişikliğini durdurmak için neler yaptıklarını ve neler yapacaklarını uzun uzadıya anlatacak ve gelecekte neler yapılması gerektiğine dair önemli görüş alışverişinde bulunacaklar. Her ne kadar hepimiz iklim konusunu biliyor olsak da ortaya konulacak görüşlerin ve çözümlerin ne derece iklimle alakalı olduğunu, ne derece iklim dışındaki konuları ilgilendirdiğini ayırt etmemiz önemlidir.

Öncelikle, iklim krizi o denli geniş yayılımı olan bir konu ki biri çıkıp “ben uzun süre nefesimi tutacak olsam bunun iklim krizinin önlenmesine katkısı olmaz mı?” diye soracak olsa elimizdeki cevap “evet olur” haline geliyor. Çünkü nefes veren her canlı atmosfere karbondioksit saldığına göre, bir canlı nefesini tutacak olsa bu sorunun çözülmesinde fayda sağlayabilir. Biliyorum, bu oldukça aptalca bir örnek, ama atılacak her küçük adım, hatta iklim krizi ile ilgili olmayan bir alanda atılacak bir adım bile dönüp dolaşıp iklim krizinin bir miktar da olsa duralamasına neden olabilir. Ancak, lütfen siz iklim krizini durdurmak için nefesinizi tutmayın çünkü birlikte yapmamız gereken çok daha doğru ve faydalı işler var. Unutmamamız gereken ana husus, benim aşağıda “bunların iklim değişikliği ile doğrudan alakası yok” diyeceğim çoğu önlemin dolaylı yoldan iklim krizini azaltmaya yardımcı olduğu, ama bu önlemlerin iklim krizi önlemleri olarak gösterilmesinin doğru olmadığıdır, çünkü iklim krizini önlemek için alınacak önlemler belli. İklim krizini durdurabilmek için yapmamız gereken kömür, petrol ve doğal gaz yakmayı bırakmaktır. Geri kalan şeyler bizi her geçen gün ana hedeften uzaklaştırır.

Şimdi gelelim nelerin doğrudan iklim krizi ile bir alakası olmadığına:

Hava kirliliğinin iklim krizi ile doğrudan bir alakası yoktur. Havayı temizlemek için alınacak önlemler iklim krizini durdurmaya yardımcı olmaz, hatta bazı durumlarda iklim krizinin artmasına neden olur. Hava kirliliğine neden olan unsurlarından biri olan kömür yakmayı durdurmak, aynı zamanda da iklim krizinin engellenmesine de yardımcı olur. Ancak hava kirliliğini azaltmak için kömürlü termik santrallerin bacalarına filtre takmak, sadece hava kirliliğini azaltır ama iklim değişikliğine bir etki yapmaz. Hatta, hava kirliliği dediğimiz maddelerin bir kısmı güneş ışınlarını uzaya yansıttıklarından atmosferin ısınmasını da zorlaştırırlar, yani iklim değişikliğini önleyecek yönde çalışırlar. Avrupa’da kömür yakılmaya devam edilip termik santrallerin bacalarına filtre takılması atmosferi temizlese de atmosferin ısınmasına oldukça yardımcı oldu.

Ozon tabakasının iklim krizi ile doğrudan bir alakası yoktur. Ozon tabakası yerden 20 - 50 km yukarıdadır ve o tabakanın mevcudiyeti yeryüzündeki canlı varlığının ve çeşitliliğinin en önemli güvencesidir. Ozon tabakasının incelmesi tüm canlılarda türlü sağlık sorunlarına yol açar ama bunun iklim krizi ile bir ilgisi yoktur. İklim krizi bizim kömür, petrol ve doğal gaz yakmamızdan kaynaklanır, ozon tabakasındaki incelme de bu fosil yakıtlarla pek bir ilgisi olmayan CFC dediğimiz gazların atmosfere salınmasından. Bu CFC gazlarının salınmasının durdurulması ozon tabakasının iyileşmesini sağladığı gibi çok az da olsa iklim krizinin durdurulmasına da destek olur, ama CFC gazlarının ana zararı ozon tabakasınadır, iklime olan etkileri çok azdır.

Plastik tüketiminin iklim krizi ile bir alakası yoktur. Hatta çoğu noktada plastik maddelerin kullanımı kömür, petrol ve doğal gaz yakılmasını azalttığı için iklim krizinin kötüleşmesini engeller. Plastik maddeler çoğunlukla petrolden elde edilir ve kötü olan petrolün yakılması ve atmosfere karbondioksit salınmasıdır, plastik madde haline dönüştürülmesi değil. Ancak, özellikle tek kullanımlık plastikler önemli bir çevresel kirlilik nedenidir. Bu plastiklerin doğaya atılmaması çevre kirliliğini azaltır. Bu plastikleri geri dönüştürülmek üzere toplamamız da onların baştan üretilmesi için gerekecek enerjiyi azalttığından iklim krizine dolaylı etki yapar. Fakat, doğru olan çözüm, tek kullanımlık plastiklerin üretim ve tüketim sisteminden tamamen çıkartılarak yerlerine çok kullanımlık ürünlerin kullanılmasıdır.

Öncelikli hususlardan en önemlisini en sona bıraktım. İklim krizinin temelinde yatan en önemli sorunlardan biri insanlığın tüketim bağımlılığıdır. Bu tüketimi sağlayabilmek için yapılan üretim bir yandan ciddi miktarda sera gazı salımına yol açarken öte yandan da yeryüzünün kaynaklarını tüketmektedir. Bu iki soruna da engel olabilmek için yapılması gereken öncelikle tüketim çılgınlığına son vermektir. Ancak bunun ötesinde gene de ihtiyacımız olan nesneleri üretebilmek için daha sorumlu bir üretim yöntemine ihtiyaç vardır. Bu sorumlu üretim ve tüketim yöntemi de sistem içerisinde kullandığımız her maddeyi, mümkün olduğu ölçüde, sistem dışına çıkartmadan tekrar kullanmaktan geçer. Bu yönteme de biraz yanlış bir isimlendirmeyle döngüsel ekonomi adını veriyoruz. Yeryüzünün kaynaklarını akıllıca kullanıp çevreyi kirletmeden yaşamanın yolu kullandığımız ve “tükettiğimiz” her maddeyi bir döngü içine sokmaktan ve bu döngünün dışından kaynak kullanmamaktan geçiyor.

Sizlere döngüsel ekonominin gerek besin gerekse de diğer tüketim maddelerinin üretiminde nasıl kullanılması gerektiğini uzun uzadıya anlatmayı bir başka yazıya bırakarak konunun anafikrine değinmek istiyorum: Döngüsel ekonomi, üret-kullan-geri dönüştür-tekrar üret sistemi değildir. Döngüsel ekonomide en son çözüm geri dönüşümdür. Geri dönüşüm, “aklımıza yapacak başka hiçbir şey gelmiyor” demektir. Oysa döngüsel bir sistemin içerisinde nesnelerin doğru ve dayanıklı üretilmesi, bizim karşımıza gelene kadarki sürede kayıp oluşmaması, özellikle gıda maddeleri için, bizim bu nesneleri olabildiğince uzun süre kullanmamız, kullanım süresinde tamir edebilmemiz, başka bir kişinin kullanıma devam etmesi, başka bir amaçla kullanılması ve hiçbir şey mümkün değilse geri dönüştürülmesi ve bunun da olabildiğince temel parçalarına bölünmeden yapılması bulunur. Bizler sadece çöp kutularını kaldırıp kullandığımız her şeyi geri dönüşüm kutularına atarak bu döngünün bir parçası olamayız. Böyle yaptığımız zaman da bunun iklim krizine bir önlem olduğunu düşünmemeliyiz. Ambalaj malzemelerini azaltmak ve bu malzemelerin geri dönüşümünü sağlamak çevresel ayak izimizi düşürmek ve malzeme kullanımından tasarruf etmek için faydalı olabilir ama iklim krizini durdurmaz. Bu nedenle de geri dönüşüm yapıyoruz diye iklim krizini yavaşlattığımızı düşünmeyelim. 

Hava kirliliğini azaltmak için kömürlü santrallerin bacalarına filtre takmak ya da kömürden doğal gaza geçmek iklim değişikliğini durdurmaz; kömür, petrol ve doğal gaz yakmayı bırakmak durdurur. Tek kullanımlık plastikleri hayatımızdan çıkartmak veya bunları ve benzeri ürünleri geri dönüştürmek iklim krizini yavaşlatmaz ama tüm tüketimimizi azaltmak iklim krizini kontrol altına almamıza yardım eder.

Bu yazı Yeşil İş Dünyası Platformu'nda yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder