1 Şubat 2023 Çarşamba

Küresel Riskler Raporu

Dünya Ekonomik Forumu'nun Küresel Riskler Raporu, iş dünyası için önemli bir kaynak olarak kabul edilen, geniş çapta tanınan ve saygı duyulan bir yayındır. Rapor yıllık olarak Davos’taki zirve öncesinde yayımlanır ve dünyanın dört bir yanından uzmanlar ve karar vericiler arasında yapılan bir ankete dayanır. Bu rapor her sene küresel istikrar ve büyüme üzerinde etkisi olması muhtemel başlıca ekonomik, çevresel ve jeopolitik risklere genel bir bakış sağlar. İş dünyası açısından, potansiyel risk ve fırsatları belirleme, yatırımlar ve operasyonlar hakkında stratejik kararlar alma konusunda işletmelere yardımcı olduğu için değerli bir araç olarak kabul edilmektedir.

Küresel Riskler Raporu, hem kısa vadeli (önümüzdeki iki sene) hem de uzun vadeli (önümüzdeki on sene) riskler dahil olmak üzere mevcut küresel risk ortamının kapsamlı bir analizini sunar. Finansal kriz, siber saldırılar gibi ekonomik riskler, jeopolitik gerilimler ve terörizm gibi siyasi riskler dahil olmak üzere çok çeşitli konuları kapsar. Ayrıca, doğal afetler ve iklim krizi gibi çevresel risklerin yanı sıra eşitsizlik ve toplumsal kutuplaşma gibi sosyal riskleri de ele alır. Rapor, işletmelerin bu risklerin olası sonuçlarını daha iyi anlamalarına ve bunları nasıl azaltacakları konusunda daha bilinçli kararlar almalarına yardımcı olabilecek, bu risklerin olasılığı ve potansiyel etkisi hakkında ayrıntılı bilgiler sağlar.

Raporun temel özelliklerinden biri, farklı riskler arasındaki bağlantıları ve bunların birbirlerini nasıl güçlendirebileceklerini belirleme yeteneğidir. Bu, işletmeler için özellikle önemlidir çünkü bir alandaki riskin diğer alanlardaki riskleri nasıl etkileyebileceğini anlamalarına yardımcı olur ve daha bilinçli kararlar almalarına olanak tanır. Örneğin, bir bölgedeki bir doğal afet, tedarik zincirlerini ve küresel ticareti bozabilir; bu da dünyanın bambaşka bir noktasında ekonomik istikrarsızlığa yol açabilir. Rapor, bu ara bağlantıların ayrıntılı bir analizini sunarak işletmelerin art arda gelen potansiyel riskleri belirlemesine ve bunları hafifletmek için adımlar atmasına yardımcı olabilir.

Rapor ayrıca, küresel risklerin yönetiminden doğabilecek potansiyel fırsatlara ilişkin içgörüler de sunmaktadır. Örneğin, rapor, işletmelerin yenilenebilir enerjiye ve enerji verimli teknolojilere yatırım yaparak düşük karbon ekonomisine geçişten yararlanma potansiyeline dikkat çeker.

Rapor ayrıca işletmeler, hükümetler ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere farklı paydaşlar arasındaki işbirliği ve işbirliğinin önemini vurgulamaktadır. Küresel riskleri ele almak için kolektif bir çabaya ihtiyaç duyulduğunu ve işletmelerin bu riskleri ele almada önemli bir rol oynayabileceğini öne sürüyor. Rapor, işbirliğinin önemini vurgulayarak, işletmeleri küresel riskleri ele almak ve daha sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için birlikte ve diğer paydaşlarla birlikte çalışmaya teşvik ediyor. Bu, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak veya daha dayanıklı topluluklar oluşturmak gibi küresel risklere karşı dayanıklılık oluşturmaya yardımcı olabilecek altyapı ve hizmetlere yatırım yapmak için işletmeler ve hükümetler arasındaki ortaklıkları içerebilir.

Rapor ayrıca iş dünyasının küresel risklerine ilişkin değerli bir bakış açısı sağlıyor ve küresel ekonominin karşı karşıya olduğu temel sorunlar hakkında kamuoyunu ve politika yapıcıları bilgilendirmeye yardımcı oluyor. Küresel istikrar ve büyüme üzerinde etkisi olması muhtemel risklerin ve fırsatların ayrıntılı bir analizini sağlar ve bu, politika oluşturma konusunda bilgi sağlamaya ve riskleri azaltmaya ve fırsatlardan yararlanmaya yardımcı olabilecek düzenlemelerin ve yasaların geliştirilmesine rehberlik edebilir.

2023 Küresel Riskler Raporu’nda kısa vadeli risklerin en önemlisi olarak hayat pahalılığından doğan sorunlar görülüyor. Aşırı hava olayları ve Rusya-Ukrayna ile Çin-Tayvan krizi gibi sorunların artıracağı ekonomik çatışmalar en önemli diğer riskleri oluşturuyor.

Ancak orta-uzun vadeli risklere baktığımızda iklim krizinin önlenememesi, iklim krizine uyum sağlanamaması ve aşırı hava olaylarından kaynaklanan felaketler en üstte yer alıyor. Hatta önemli oranda iklim krizinin oluşturması beklenen kitlesel göçleri de hesaba katacak olursak biyoçeşitlilik kaybı ve doğal kaynakların azalması ilk altı riskin tümünün doğa ve sürdürülebilirlikle ilgili olduğunu bizlere gösteriyor.

Orta-uzun vadeli risklerin en önemlilerinin iklim, çevre ve doğal kaynak odaklı görülmesi iş dünyası açısından da ciddi biçimde ele alınması gereken bir konu. Bugün, özellikle ülkemizde öne çıkan sorunların küresel iş dünyası açısından fazla da önemli olmadığının algılanması da gelecek açısından oldukça önemlidir. Bugün finansman konusunda sorulan soruların ciddi bir bölümü iklim krizine neden olma ve bu krizden etkilenme ekseninde olmaktadır. Benzer şekilde küresel ihracat yapmak isteyen firmaların da bu konulara önem vermesinin yakın gelecekteki başarılarının anahtarı olabileceğini görmek zor değildir.

Ayrıca bu raporun ilk yayımlandığı 2007 yılında en baştaki risklerin içinde çevresel hiçbir unsurun bulunmamasına rağmen son senelerde başlıca riskleri iklim ve çevre sorunlarının oluşturmasının da dikkate değer olduğunu düşünüyorum. İklim krizi ve çevre sorunları devletlerin gündeminde çok yüksek sırada olmasalar da iş dünyası açısından bakıldığında bunların oluşturduğu tehditlerin ciddiyeti artık anlaşılmış durumdadır. Ancak elbette ciddiyetin anlaşılması bu konuda kararlı adımlar atılacağı anlamını taşımıyor. Bu raporun temelini oluşturan sorulara ülkemizde verilen cevaplara baktığımızda ilk üç sırayı enflasyon, işsizlik ve devletler arası çatışmaların oluşturduğunu görüyoruz. Bu da en azından ülkemizde küresel sorunlara ve gidişata bakışın güncel olaylar tarafından bastırıldığını gösteriyor. Bundan dolayı da AB Yeşil Mutabakatı gibi geçmişi otuz sene önceye dayanan konular bile ülkemizde ancak yumurta kapıya geldiğinde önem sırasında yükselebiliyor. 

Dünya Ekonomik Forumu'nun Küresel Riskler Raporu, küresel risk ortamının kapsamlı bir analizini sağladığı ve işletmelerin potansiyel riskleri ve fırsatları belirlemesine yardımcı olduğu için iş dünyası için önemli bir kaynaktır. Ancak bu raporun verdiği sinyalleri doğru okumak ve hızla harekete geçmek hepimiz için bir gerekliliktir çünkü artık bu raporlar çevreyi ön planda tutan aktivistlerle aynı dilden konuşuyorlar. Verdikleri mesaj basit; günlük olaylara bu kadar takılmayın, doğayı ve doğanın kaynaklarını korumazsanız düzgün bir geleceğe ulaşamazsınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder