8 Aralık 2010 Çarşamba

Tüm Avrupa Donarken Neden Hala Gömlekleyiz?

Orijinal yayın: 08.12.2010 T24 İnternet Gazetesi

Biliyorum, bugün (07.12.2010) gömlekli değiliz, ama gene de parlak güneşli, çok da serin olmayan bir hava var dışarıda. Batı Avrupa'nın kar altında olduğunu, Polonya'da soğuktan onlarca kişinin öldüğünü duyuyoruz, ama gene de bize şimdilik bulaşmadı bu soğuk hava. İnsan “neden?” diye düşünmeden edemiyor. Hani bu kış son bin yılın en soğuk kışı olacaktı, hani o olmasa son yüz yılın en soğuk kışı olacaktı?? 

Öncelikle unutmayalım, yaşamakta olduğumuz olgu küresel ısınma değil, küresel iklim değişikliği, yani dünyanın bazı bölgeleri ısınırken bazı bölgeleri de soğuyacak. Bu bilimsel verilerden beklediğimiz bir sonuç. Ayrıca atmosfer ısındıkça atmosferdeki su buharı miktarı da artacağı için yağışların artması da aynı şekilde bilimsel bir sonuç. Ancak tüm bu bilimsel veriler Alp Dağlarının kuzeyi ile güneyi arasında ciddi farklılıklar ortaya koyuyor. Buna göre dünyada Akdeniz Bölgesi, küresel iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek alanların başında geliyor. Bunun sebebini ise yaşadığımız yerden çok uzaklarda aramamız gerekiyor.

Dünyadaki iklim olaylarının pek çoğuna etki eden unsurların en önemlilerinden biri Güney Amerika'nın batı kıyısı açıklarında suyun nasıl hareket ettiği. Pek çoğumuza garip de gelse bugün Avrupa'nın yaşadığı soğukların temel sebebi bu. Güney Amerika kıyılarında eğer deniz dibinden yukarıya doğru olan akış zayıflarsa buna El Nino diyoruz. Tam tersi akışın artmasına da La Nina. El Nino ve La Nina genelde Pasifik Okyanusu'nu etkileyen olgular olsalar da dünyanın pek çok yerinde bunların etkileri görülebiliyor. Kuzey Avrupa da bu olaylardan zayıfça da olsa etkilenebilen bölgelerden. Fakat bu etki Pasifik ile eşzamanlı olarak görülmüyor. Yani, Pasifik Okyanusu'nda Haziran ayına kadar görülen El Nino koşullarının Kuzey ve Orta Avrupa'ya yansıması Temmuz ayında görülen aşırı yüksek sıcaklıklar şeklindeydi. Ancak Haziran ayından sonra La Nina'ya dönen koşullar sonbaharın sonunda Avrupa'nın doğusunda sıcaklıkların çok düşmesine neden oldu. 

Ancak Avrupa'yı etkileyen temel atmosfer olayı El Nino – La Nina ikilisinden çok Atlantik Okyanusu'nun yüzey sıcaklığıdır. Bu sıcaklığın temel göstergesi olarak Atlantik Okyanusu'nun kuzeyi ile güneyi arasındaki basınç farkını alırız. Hava basıncındaki bu farka Kuzey Atlantik Salınımı (NAO) İndisi diyoruz. Bu indisi kullanarak Avrupa'daki hava olaylarını daha rahat anlatmamız mümkündür. Bu indis pozitif olduğunda, Batı ve Orta Avrupa'da ortalamanın üzerinde Güney Avrupa ve Ortadoğu'da ortalamanın altında sıcaklıklar görülür. Benzer şekilde indisin pozitif olduğu zamanlar Batı ve Orta Avrupa'da yağış azalır, Güney Avrupa ve Ortadoğu daha fazla yağış alır. İndisin negatif olduğu durumlarda da bunun tersi olduğu söylenebilir.  

NAO indisi Ağustos ayının başında negatif değerler almaya başladı ve arada kısa pozitif dönemleri olsa da bugüne kadar negatifte gitmeye devam etti. Bunun anlamı şu, Ağustos ayının başından bu yana Avrupa'nın kuzeyi normallerden daha serin ve daha çok yağışlı ve güneyi ise normallerden daha sıcak ve daha az yağışlı. Dolayısıyla burada unutmamamız gereken temel faktör, Avrupa'da olan bitenle ülkemizdeki hava durumunu birbirinden ayırmak. Eğer bir yeri temel almak istiyorsak bunun İspanya, İtalya ve Yunanistan olması gerekiyor, İngiltere veya Polonya değil.  

Son olarak indisin önümüzdeki günlerde de negatif seyrini sürdüreceğine, yani ülkemizdeki sıcaklıkların benzer seviyede seyretmesi ihtimalinin yüksek olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Ama tabi meteorologlar günden güne hava durumunun nasıl değişeceğini bizlerden çok daha iyi bildikleri için sizler sabahları hava tahminini seyretmeden evden çıkmayın derim ben gene de. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder