İklim krizinin boyutlarının büyümemesi için acilen adımlar atmamız gerekiyor. Geç kaldığımız her sene insanlığın başına gelecek olan felaketin boyutunu büyütmekten başka bir işe yaramıyor. Aslında hesap oldukça basit. Eğer küresel ısınmayı 1,5℃ ile sınırlamak istiyorsak bugünden başlayarak en fazla 420 milyar ton karbondioksit daha salabiliriz. 2℃ sınırı için salabileceğimiz üst limit 1270 milyar ton karbondioksit. Bu sınırları aşacak olursa sıcaklık daha da fazla artacak ve bununla birlikte yaşayacağımız felaketler de şiddetlenip çeşitlenecek.
İnsanlık olarak atmosfere her sene 40 milyar ton karbondioksit salıyoruz. Böyle devam edecek olursak 1,5℃ sınırını 2033’te, 2℃ sınırını da 2054’te aşacağız. Bu sınırların aşılmaması için öncelikle yapılması gereken şey birlikte bir karar vermemiz. Bu karar gelecekte insanlığın da sera gazı salımları açısından nasıl hareket etmesi gerektiğinin belirleyicisi olacak. Diyelim hep birlikte 2℃ sınırını aşmamaya karar verdik. O zaman elimizde 1270 milyar tonluk bir karbondioksit bütçesi var. Bu miktarı sıfıra indireceksek her sene 1,6 milyar ton azaltım yaparak 2085 yılında hedefe ulaşabiliriz. Okurken ya da dinlerken biraz karışık gelse de basit matematiksel bir hesaptan bahsediyorum. Bugün senede 40 milyar ton olan karbondioksit salımlarımızı her sene 1,6 milyar ton azaltırsak hedefe ulaşabiliriz.
Dikkat ederseniz, hangi ülkenin ne yapacağı konusunda bir şey söylemedim çünkü bu hesaptaki 1,6 milyar ton tüm insanlığın azaltımı olacak. Bunu isterseniz gelişmiş ülkelerden, isterseniz de gelişmekte olan ülkelerden azaltırsınız. Ya da gelişmiş ülkeler bu azaltımın bedelini gelişmekte olan ülkelere öderler ve azaltımın çoğunu gelişmekte olan ülkeler yüklenir ve bu şekilde ekonomilerini rahatlatırlar.
Bu hesabın içinde kafanıza uymayabilecek türlü detay olduğunu biliyorum. Mesela bu 40 milyar tonu ülkelere göre nasıl böleceğiz, bugünkü salımlarını mı temel olarak alacağız yoksa 40 milyar tonu kolayca 8 milyar insana bölüp herkesin hakkı 5 tondur mu diyeceğiz, bunların hepsi haklı sorular. Ama bu soruları soruyorsak en tepedeki “senede 1,6 milyar ton azaltmamız gerekiyor” kararını kabul ettik demektir. İşte başarıya ulaşmak için de önemli olan bu kararın kabul edilmesidir. Tüm insanlığın toplam azaltım miktarını kabul etmeden işe girişemeyiz. Her ülke, bugün olduğu gibi kendi kafasına uygun bir azaltım düşüncesini kabul ederse bu yapı içerisinde ortak bir çaba ile karbon salımlarını yeryüzüne zarar vermeyecek bir seviyeye indirmek mümkün olmaz.
Diyelim bir karbon piyasası oluşturduk. Kulağa hoş gelse de böyle bir piyasanın oluşması için öncelikle 1,6 milyar azaltımdan payımıza düşenin ne olduğunu belirlememiz gerekir. Gene diyelim tüm ülkeler şu anda oldukları noktayı baz aldılar, yani Türkiye’nin bu sene 500 milyon ton sera gazı saldığını kabul ettik ve seneye sadece 480 milyon ton salma iznimiz olduğunu belirledik. O zaman aramızda oturup bu 20 milyon ton azaltımı nasıl yapacağımıza karar veririz. Mesela, enerji şirketlerinin 12 milyon ton azaltım yapacağına karar verdik. O zaman her şirket 2022 senesinde ya üzerine düşen azaltımı yerine getirir ya da bu azaltımdan fazlasını sağlayan bir şirketten kendi azaltamadığı kısmı satın alır. Türkiye’den bu miktarı satın alamayacak olursa da yabancı kaynaklardan açığını kapatmaya çalışır çünkü azaltımın hangi ülkede yapıldığının fazla bir önemi yoktur.
Sonuç olarak karbon piyasaları oyun teorisinde bilinen ismiyle eksi toplamlı bir oyundur. Tüm oyuncuların kazandıklarını ve kaybettiklerini topladığımızdan sıfırdan küçük bir sayı elde ederiz, bu toplam da sistemdeki 1,6 milyar ton karbondioksidi azaltmanın bedelidir. Bu oyun sıfır, hatta artı toplamlı bir oyun olarak görülemez. Ancak ne yazık ki ülkemizde de dış ülkelerde de karbon piyasası denildiğinde pek çok hevesli kişi ve şirket bulmak mümkün, yalnız bunların tümü ilk başta önemli bir azaltım kotası belirleneceğini düşünmedikleri için bu oyuna taraf olmak istiyorlar. Oysa bizi mutlu sona ulaştıracak seviyede bir azaltım belirlenmiş olsa oyuncuların çoğu, ciddi kayıp riski olan bu oyuna katılmak için böylesi hevesli olmazlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder