Haziran ayı gezegenimiz için önemli bir anlam taşıyor. Tasmanya'daki Cape Grim ölçüm Merkezi'nde kırk yıldır yapılan karbondioksit ölçümleri ilk defa 400ppm seviyesinin üzerine çıkacak ve bir daha da bu seviyenin altına düşmesi beklenmiyor. Bu tüm Dünya için kritik bir eşiğin aşıldığı anlamına geliyor.
Dünya'nın atmosferi %79 azot, %21 oksijen ve %1 de diğer gazlardan oluşuyor. Bu diğer gazların bir tanesi karbondioksit. Karbondioksidin atmosferdeki oranı yaklaşık %0.04. Bu miktardaki değişiklikleri daha rahat anlamak için bu sayıyı yüzde olarak değil de milyonda birimi ile ölçüyoruz. Bu durumda atmosferdeki karbondioksit yaklaşık milyonda 400 molekül veya 400ppm oluyor.
Karbondioksit kömür, petrol ve doğal gazın yanmasından dolayı atmosfere karıştığında yeryüzündeki her noktada yoğunluğu aynı olmuyor. Yoğun trafiği olan bir karayolunun yakınlarında 500ppm'ye, hava kirliliğinin yoğun olduğu dönemlerde Çin'in başkenti Beijing'de 700ppm'ye ulaşabiliyor. Bu nedenle bilimsel anlamda tutarlı bir ölçüm yapabilmek için bilim insanları sanayi kuruluşlarından ve insanların yoğun yaşadıkları bölgelerden uzak ölçüm merkezleri kuruyorlar. Bu ölçüm merkezlerinin çoğunluğu Kuzey Yarım Küre'de yer alıyor. Bu merkezlerin en ünlüsü Pasifik Okyanusu'nun ortasındaki Hawai'de denizden 3400 metre yükseklikte Mauna Loa'da bulunuyor. Mauna Loa'da karbondioksit oranları 1956 yılından beri düzenli olarak ölçülüyor.
Endüstri Devrimi öncesi atmosferdeki karbondioksidin oranı yaklaşık 280ppm seviyesindeydi. Ancak bizim yaktığımız kömür, petrol ve doğal gaz bu gazın seviyesinin en az son 3 milyon yıldır görülmedik seviyelere çıkmasına neden oldu. Geçtiğimiz sene Mayıs ayında başta Mauna Loa olmak üzere Kuzey Yarım Küre'deki ölçüm istasyonları karbondioksidin psikolojik bir sınır olan 400ppm seviyesinin üzerine çıktığını belirlediler. Bu yılın Haziran ayında ise Güney Yarım Küre'deki tek ölçüm istasyonu olan Tasmanya'daki Cape Grim istasyonunda 400ppm seviyesinin geçileceği düşünülüyor.
Dünya'yı nasıl ısıtacak bir düşünün
Bu sayılar konuya fazla yakın olmayanlar için önemli görünmeyebilir. O nedenle şöyle bir açıklama eklemekte fayda var. Son buzul çağı bundan yaklaşık olarak 18 bin yıl önce sona erdi. Bu buzul çağı sırasında buzullar Avrupa'nın ortalarına kadar gelmişti. Burada “buzul” denildiğinde yerden birkaç metre yükseklikteki buzdan bahsedildiği sanılmasın, Avrupa'yı ve Amerika'yı kaplayan buzulların kalınlığı kilometrelerle ölçülüyordu. Dünya'nın kuzeyinin ve güneyinin buzullarla kaplı olduğu dönemde atmosferdeki karbondioksit oranı 180ppm seviyesindeydi. Buzul çağı sona erip Dünya ısındığında karbondioksit seviyesi 280ppm civarındaydı. Bugün ise bu seviye tüm Dünya'da 400ppm'yi geçmiş durumda. 180ppm ile 280ppm arasındaki fark birkaç kilometre buz ise 280ppm ile 400ppm arasındaki fark Dünya'yı nasıl ısıtacak bir düşünün isterseniz!
Bu nedenle bilim insanları 400ppm seviyesini önemli bir psikolojik eşik olarak görüyorlar. İklim değişikliğinin önemli etkilerinden sakınmak için hızlı bir şekilde karbondioksit oranını 350ppm seviyesine düşürmemiz gerekiyor. Dünya'daki yaşamın bildiğimiz ve alıştığımız gibi kalabilmesi için karbondioksit oranının 450ppm seviyesini aşmaması gerekiyor. Hal böyle iken tüm Dünya'da karbondioksit oranı her yıl 3ppm artıyor. Bu hızla atmosferi kirletmeye devam edecek olursak 16-17 yıl içerisinde geri dönülemeyecek noktayı geçmiş olacağız. Bundan dolayı Cape Grim'den gelen haberleri dikkatlice dinlemekte büyük fayda var.
Yazının orijinalini CNNTürk web sitesinde bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder