Orman Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan verilere göre 2013-2020 yılları arasında çıkan yangınların yarısının sebebi bilinmiyor. Sebebi bilinen yangınlar arasında ilk sırayı %29 ile insan hatası sonucunda çıkan yangınlar alıyor. Bu hataların en önemlisi yakılan anızlardan çevreye sıçrayan kıvılcımlar. Bunu piknik ve sigara izmaritleri takip ediyor. Doğal nedenle çıkan orman yangınlarının oranı %11.5’ken kasıtlı olarak yakılan ormanların oranı ise genel içerisinde sadece %5.1’dir. Gene de sebebi bilinmeyen bir yarıyı da unutmamak gerekiyor.
Birileri kafasına ormanı yakmayı koymuş ise burada elimizden polisiye tedbirlerin ötesinde bir şey gelmez. Ancak bizler yaptığımız hataları tekrarlamayacak olursak, alacağımız önlemlerle orman yangınlarının önemli bir kısmına engel olabiliriz. Bu nedenle de hangi hataların orman yangınlarına neden olduğunu iyice anlamamız ve anlatmamız gerekiyor.
Serin ve yağışlı bölgelerde ormanlar yanar mı? Yanar, ama doğal nedenlerle bunun gerçekleşmesi oldukça güçtür. Ancak elektrik hatlarında ya da endüstri tesislerinden gelebilecek kıvılcımlar bu bölgelerde orman yangınlarına neden olabilir. Amazon, Kongo veya Endonezya gibi bölgelerdeki yağmur ormanlarında çıkan yangınların ise önemli bir bölümünün arkasında tarla yeri açmak isteyen insanlar vardır. Nemli bölgelerdeki ağaçlar kolay tutuşamazlar, ormanın altındaki bitki örtüsü de yangına oldukça dayanıklıdır. Oysa ülkemizin de içinde yer aldığı iklim kuşağında, özellikle yaz mevsimlerinde, az yağış görüldüğünden gerek ağaçlar gerekse de ormanlık alandaki diğer zemin bitkileri kurudur. Kuru bitkiler daha kolay tutuşabilirler, bundan dolayı da ülkemizde orman yangınları daha sık görülür.
Bu noktayı doğru anlamamızda büyük fayda var. Herhangi bir ormanın kendi kendine yanabilmesi son derece zordur. Doğal nedenlerle çıkan yangınlardan bahsettiğimiz zaman bunların önemli bir kısmını düşen yıldırımlar nedeniyle çıkan yangınlar oluşturur. Ancak havanın sıcak ve kurak olması, bizlerin yapabileceği küçük hataların büyük yangınlara dönüşebilmesine imkan tanır. Örneğin ormandaki bir evde, banyo yapmak için ocakta odun yakıp, su ısıtırsınız. Bacadan çıkan küçük bir kıvılcım bile rüzgarlı havada sönmeden uçup, bir noktada orman yangınını başlatabilir. Bu nedenle de özellikle sıcak ve kuru havalarda attığımız her adıma sonsuz dikkat etmemiz gerekiyor.
Özellikle araç kullanırken dışarı attığımız sigara izmaritleri yangına çıkarılan en önemli davetiyelerden biridir. Normal zamanda sadece ağır çevre kirliliğine yol açan bu yanlış hareket, sıcak ve kuru hava ile birleştiğinde istenmeyen yangınların çıkmasına neden olabilir.
Anız yakmak; yani ürünü aldıktan sonra tarlayı ateşe vererek üzerindeki zararlıları temizlemek zaten tarımsal açıdan da yanlış bir uygulamadır ama yangın riski ile birleştiğinde verebileceği zarar kat kat artar.
Pikniklerden sonra atıklarımızı temizlememek orman yangınlarının önemli nedenlerinden bir diğeridir. Özellikle mangal ve semaverlerden arta kalan ve tamamen sönmemiş kömürler, hızlı esen rüzgarın da etkisiyle yangına yol açarlar. Bu bağlamda yaptığımız bir diğer hata da sağlam ya da kırık cam şişelerin çevreye bırakılmasıdır. Bu cam kırıkları biz onları orada bıraktığımızda zararsız gibi görünseler de ertesi gün güneş ışığı değişik bir açıdan vurduğunda bir mercek gibi ışığı bir noktada toplayarak yangına sebep olabilirler.
Bir ormanı yetiştirmek yıllar sürüyor ancak bir dikkatsizlik o ormanın kısa sürede yok olmasına yol açabiliyor. Bu nedenle, özellikle sıcak ve kurak günlerde hareketlerimize özen gösterelim, dikkati elden bırakmayalım. “Aman, bana ne, gidip başkası uyarsın” demeyelim, yanlış yapanları uyaralım. En ufak bir yangın gördüğümüzde müdahale edelim ve büyümesine imkan tanımayalım. Bizim kontrol edebileceğimizden daha büyük bir alanda yangın oluşmuşsa hızla güvenlik güçlerine ve itfaiye ekiplerine haber verelim. Kısacası, bugünlerde çok dikkatli olalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder