1 Temmuz 2024 Pazartesi

El Nino ve La Nina

Yazın gelişiyle birlikte sıcaklıklar artmaya başladı ve 2024 yazı oldukça sıcak geçeceğe benziyor. Ancak, Nisan ayının sonunda El Nino'nun sona erdiğini ve Temmuz başında Türkiye'nin La Nina etkilerini hissetmeye başlayacağını bilmek belki biraz içimizi ferahlatabilir. Bu değişim, sıcaklıkların El Nino dönemindeki kadar yüksek olmayacağı anlamına geliyor. Peki, El Nino ve La Nina nedir ve dünya genelindeki etkileri nelerdir? Gelin birlikte inceleyelim.

El Nino, Pasifik Okyanusu'nun tropikal bölgelerinde her iki ila yedi yılda bir meydana gelen doğal bir iklim olayıdır. Normalde, bu bölgede doğudan batıya doğru esen rüzgarlar, sıcak yüzey sularını Asya'ya doğru taşır. Ancak El Nino sırasında bu rüzgarlar zayıflar veya tersine döner, bu da sıcak yüzey sularının Güney Amerika kıyılarına doğru birikmesine neden olur. Sonuç olarak, Pasifik Okyanusu'nun doğu kesimleri normalden daha sıcak hale gelir. Pasifik Okyanusu neredeyse yeryüzünün yarısını kaplar. Dolayısıyla, Pasifik sularının normalden sıcak ya da serin olması küresel hava ve iklim düzenlerinde önemli değişikliklere yol açar. El Nino, genellikle sıcak ve kuru hava koşullarıyla ilişkilendirilir, bu da kuraklık ve yangın riskini artırır. Türkiye gibi ülkelerde ise yaz aylarının aşırı sıcak geçmesine neden olabilir.

La Nina ise El Nino'nun tam tersi bir iklim olayıdır. La Nina sırasında, Pasifik Okyanusu'nun tropikal bölgelerindeki rüzgarlar güçlenir ve sıcak yüzey sularını Asya'ya doğru daha fazla taşır. Bu, Pasifik'in doğu kesimlerinde suyun normalden daha soğuk olmasına neden olur. La Nina, genellikle nispeten soğuk ve nemli hava koşullarıyla ilişkilendirilir. Bu durum, dünya genelinde farklı etkiler yaratır. Türkiye'de ise La Nina'nın etkisi, sıcaklıkların azalması olarak kendini gösterebilir.

El Nino ve La Nina, dünya genelinde farklı bölgelerde çeşitli etkilere neden olabilir. İçinde yaşadığımız küresel ekonomi içerisinde yeryüzünün değişik bölgelerindeki aşırı hava olaylarına "bana ne?" diyemeyiz, dolayısıyla bize etkileri nispeten az olsa da bu iklim olaylarının küresel etkileri oldukça fazladır.

El Nino, Güney Amerika'nın batı kıyılarında aşırı yağışlara ve sel baskınlarına neden olabilir. Aynı zamanda balıkçılık sektörünü olumsuz etkileyebilir. Buna karşılık La Nina, kuraklık ve düşük yağış oranlarına neden olabilir.

Asya ve Avustralya'da El Nino ile birlikte kuraklık ve yangın riski artar. Tarım sektöründe verimlilik düşebilir. La Nina görüldüğü dönemlerde ise aşırı yağışlar ve sel riski artar. Tarımda verimlilik artışı görülebilir.

Kuzey Amerika'da ise El Nino kış aylarında daha sıcak ve kuru hava koşulları getirebilir. Bu da kar yağışının azalmasına ve su kaynaklarının tükenmesine neden olabilir. Tam tersinde ise kış aylarında daha soğuk ve kar yağışlı hava koşulları hakim olabilir.

Türkiye, Akdeniz iklim kuşağında yer aldığı için El Nino ve La Nina'nın etkilerini farklı şekillerde hisseder. El Nino dönemlerinde, Türkiye'de yaz aylarının daha sıcak ve kurak geçmesi beklenir. Ancak, Nisan 2024'te El Nino'nun sona ermesi ve Temmuz başında La Nina etkilerinin başlamasıyla birlikte, sıcaklıkların biraz daha düşeceğini ve yağışların artabileceğini öngörebiliriz. Bu, tarım sektörü ve su kaynakları açısından olumlu etkiler yaratabilir.

El Nino ve La Nina gibi doğal iklim olayları, kısa vadeli sıcaklık ve hava koşullarında değişikliklere neden olur. Ancak, asıl önemli olan, bu olayların altında yatan temel sorunun iklim değişikliği olduğudur. Küresel sıcaklık artışları, insan faaliyetlerinin sonucu olarak atmosferdeki sera gazlarının birikmesiyle doğrudan ilişkilidir. El Nino, bu artışları biraz daha belirgin hale getirirken, La Nina ise geçici bir serinleme etkisi yaratır.

İklim değişikliği, sadece hava sıcaklıklarını değil, aynı zamanda deniz seviyelerini, yağış düzenlerini ve aşırı hava olaylarını da etkiler. Bu nedenle, El Nino ve La Nina'nın etkilerini anlamak, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum stratejileri geliştirmek için önemlidir.

Sonuç olarak, 2024 yazının başlangıcı sıcak geçse de La Nina'nın etkileriyle birlikte sıcaklıkların düşmesi ve yağışların artması bekleniyor. Yalnız bunu havaların serinleyeceği şeklinde algılamamak gerekir. Beklememiz gereken koşullar havanın geçen yaz olduğu gibi sıcaklık rekorları kırmayacağı ama gene de en sıcak yazlardan bir diğerini yaşayacak olmamızdır. Gene de uzun vadeli iklim değişikliği tehdidini göz ardı etmemeli ve gerekli önlemleri alarak geleceğe daha hazırlıklı olmalıyız.

Bu yazı Sürdürülebilir Üretim dergisinde yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder