10 Mayıs 2024 Cuma

Hava kirliliği ve iklim krizi

Son aylarda etrafımızdaki hava daha da bir kirli sanki. Bilim insanları bu kirliliğin önemli bir kısmının Sahra tozlarından oluştuğunu söylüyorlar. Elbette kış aylarında belki hala yanmakta olan kalorifer ve kombilerin de etkisi olduğunu da söyleyebiliriz. Şehirlerdeki trafik de öğrencilerin de hala okula gidiyor olması nedeniyle oldukça yoğun. Tüm bu kaynaklar havanın daha da kirli olmasına neden oluyor. Bahar aylarının başında bu kirliliğe ağaçlardan gelen polen de eklenince ciddi sağlık sorunları oluşmaya başladı. Bunlar hep iklimin değişmesinin suçu, değil mi? Hayır, değil. Bana kalsa her şeyin suçunu iklime bağlamanın bir yolunu bulurum ama neyin iklim değişikliğinden kaynaklandığını, neyin iklim değişikliğinden bağımsız bir problem olduğunu anlarsak önlem alma yolunda da önemli adımlar atmış oluruz.

İnsan mantığı yakın zaman ve yerlerde olan olayları bir sebep sonuç ilişkisi içerisinde birbirine bağlayarak rahat etmeyi çok seviyor. Ancak epey zaman bu olayların bir sebep sonuç ilişkisi içerisinde oluşmasının yerine bu iki olayın da olmasına neden olan bir üçüncü olayın varlığı kafamızı karıştırabiliyor. Gökgürültüsünden sonra yağmurun gelmesi örneğinde olduğu gibi, gökgürültüsü yağmurun sebebi değil, her ikisinin de sebebi bolca su buharı yüklü bulutlar. Benzer bir ilişkiyi hava kirliliği ve iklim değişikliği arasında da kurabiliriz.

Önce neye hava kirliliği dediğimizi iyice bir anlayalım. İçinde başka detaylar olsa da hava kirliliği dediğimiz, soluduğumuz havanın içerisinde burnumuzdan ve solunum yolumuzdan geçebilecek kadar küçük parçacıkların olmasıdır. Bu parçacıkların ötesinde havadaki kükürt dioksit, karbon monoksit, azot dioksit veya ozon gibi moleküller de hava kirliliğinin unsurları sayılır. Hava kirliliğini yaratan bu unsurların neredeyse hiçbiri iklim değişikliğine neden olmaz. Hatta atmosferin üst seviyelerindeki kükürt dioksit atmosferin soğumasına bile yardımcı olabilir. Dolayısıyla hava kirliliğinin varlığını iklim değişikliği ile bağdaştırmamız doğru değildir.

Ancak bir adım geriye çekilecek olursak, hava kirliliği olarak nitelendirdiğimiz olaya neden olan çoğu toz ve moleküller bir yanma olayı sonucunda oluşur. Yani yukarıda sözünü ettiğimiz gibi, daha ısınmak veya elektrik üretmek için fazla kömür ve doğal gaz yaktığımız zaman hava kirliliğine yol açarız ama aynı zamanda da atmosfere daha fazla karbondioksit salınır. Karbondioksidi hava kirliliği olarak görmesek de karbondioksit en önemli sera gazıdır ve küresel ısınmaya yol açar. Benzer şekilde araçlarda yaktığımız benzin ya da dizel de hem hava kirliliğine neden olan gazları ve tozları hem de iklim değişikliğine neden olan karbondioksidi atmosfere salar.

Konuyu bir adım ileri taşıyacak olursak, dikkat etmemiz gereken husus bu iki olayın eş zamanlı varlığıdır. Bir bacadan çıkan koyu renkli duman o anda havayı kirletir. Çevremizde çok sayıda böyle baca olursa boğazımızın yandığını hemen hissetmemiz mümkündür. Bu yanma sonucu çıkan karbondioksit de atmosferi hemen ısıtmaya başlar ama bizim bu ısınmayı hemen fark etmemiz mümkün değildir. Tüm dünyadaki tüm bacalardan çıkan tüm karbondioksit bu ısınmanın nedenidir. O ısınmayı da belki Ocak ayında hava serinken hissetmeyebilirsiniz ama Ocak ayında bacanızdan çıkan karbondioksit Temmuz ayında ortalığın daha da sıcak olmasının bir sebebi olacaktır. Kısacası, hava kirliliğine yol açan gazlar ve tozlar genelde daha kısa ömürlüdür ve hava şartlarının değişmesiyle ya dağılırlar ya da yağmurla birlikte yere inerler. Ocak ayında bacadan çıkan gazın havada Temmuz ayına kadar kirlilik yaratıp Temmuz ayında arabanızın üzerine yağması gibi bir olay söz konusu değildir. Oysa karbondioksit gibi gazlar çok uzun ömürlüdür. Ocak ayında bacadan çıkan karbondioksit, değil bu senenin Temmuz ayı, bundan yüz sene sonraya kadar bile atmosferde kalabilir. Ayrıca bacadan çıkan tozlar çevremize yayılır ama karbondioksit tüm atmosfere dağılır. Yani hava kirliliğine neden olan unsurlar sadece şimdi ve burada tehlikeliyken iklim krizinin nedeni olan karbondioksit tüm atmosferde ve çok uzun süre tehlike yaratır.

Hava kirliliği ve iklim değişikliğinin nedeni çoğunlukla bizim yaktığımız kömür, petrol ve doğal gazdır. Bu fosil yakıtları yakmayı bırakacak olursak hem hava kirliliğini hem de iklim krizini önlemiş oluruz. Ama bunun ötesinde hava kirliliği ve iklim krizinin arasında bir sebep sonuç ilişkisi yoktur, sadece ikisinin de kaynağı aynıdır.

Bu yazı Aposto Dünyahali'nde yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder