1 Mayıs 2014 Perşembe

Etkiler, Kırılganlık ve Uyum

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) iklim konusunda çalışan bilim insanları ile devlet yetkililerinden oluşur. İklim değişikliği konusundaki en son bilimsel gelişmeleri incelemek ve raporlar hazırlamak bu panelin sorumluluğudur. Uzun hazırlık dönemlerinden sonra panel bu raporları 6-7 senede bir dünya kamuoyu ile paylaşır. Panelin üç alt çalışma grubu vardır. Bu çalışma gruplarından ilki iklim değişikliğinin bilimsel temelleri üzerine olan raporunu 2013 Eylül ayında açıkladı. İkinci grubun görev alanı iklim değişikliğinin görülen etkileri ve uyum üzerinedir. İkinci grubun raporu da geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Burada sizlere bu raporun başlıklar halinde bir özetini vermeye çalışacağım.

Gözlenen Etkiler, Kırılganlık, Etkiye Açıklık ve Uyum

  • Son yıllarda, iklimdeki değişiklikler, tüm karalarda ve okyanuslarda doğal hayat ve insan sistemleri üzerinde değişik etkilere neden olmuştur.
  • Birçok bölgede, değişen yağış rejimi veya kar ve buzun erimesi hidrolojik sistemleri değiştirmektedir. Bu değişiklik su kaynaklarının miktar ve kalitesini etkilemektedir. 
  • Birçok karasal, tatlı su ve deniz canlıları devam eden iklim değişikliğine cevaben kendi coğrafi yaşam alanlarını, mevsimsel aktivitelerini, göç yollarını, sayılarını ve türlerle olan etkileşimlerini değiştirdiler.
  • Bölgeleri ve ürünleri geniş bir yelpazede tarayan birçok çalışmaya göre mahsul verimi üzerinde iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin olumlu etkilerinden daha yaygın olduğu görülmektedir.
  • İklim etkilerine açıklık ve kırılganlık iklim-dışı faktörlerden ve genellikle farklı kalkınma süreçleri tarafından yaratılan çok-boyutlu eşitsizliklerden kaynaklanmaktadır. Bu farklılıklar iklim değişikliği risklerinin de farklı olmasının nedenidir.
  • İklimle ilgili tehlikeler, özellikle yoksulluk içerisinde yaşayan insanlar için, yaşam kaynaklarını negatif etkileyen diğer stres sebeplerini şiddetlendirebilir.
  • Şiddetli çatışmalar iklim değişikliğinin sebep olduğu kırılganlığı artırmaktadır.
  • Uyum bazı planlama süreçlerinin parçası haline gelmekle birlikte uyum uygulamaları halen sınırlıdır.


Gelecek Riskleri ve Uyum İçin Fırsatlar

Beş kaygı verici neden (Reasons for Concern - RFC) sektörler ve bölgeler arasında önemli riskleri özetleyen bir çerçeve sunmaktadır. Bu nedenler şunlardır:

(1) Bazı insan toplulukları ve ekosistemler gibi benzersiz ve tehdit altındaki sistemler şu anda bile iklim değişikliğinden dolayı ciddi risk altındadırlar.
(2) Aşırı yağışlar ve kıyı bölgelerinin sular altında kalması gibi aşırı hava olayları şimdiye kadarki ısınmayla bile iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri arttırmıştır.
(3) Riskler düzgün dağılmamıştır ve her gelişmişlik seviyesindeki geri kalmış bölgeler genelde daha fazla risk altındadır.
(4) İklim değişikliğinin biyo-çeşitlilik ve ekonomi üzerinde meydana getirdiği küresel toplam etkiler artan sıcaklıkla birlikte artmaktadır.
(5) Artan ısınmayla birlikte bazı fiziksel sistemler ve ekosistemler ani ve geri dönülemez değişiklik riski altındadır.

  • 21. yüzyıl boyunca iklim değişikliğinin en kurak subtropikal bölgelerde sektörler arasında su için rekabeti yoğunlaştırarak yenilenebilir yüzey suyu ve yeraltı su kaynaklarını azaltacağı tahmin edilmektedir.
  • Bu yüzyıl içinde, orta ve yüksek salım senaryolarının öngördüğü iklim değişikliği sulak alanlar dahil olmak üzere karasal ve tatlısu ekosistemlerinin yapısı, fonksiyonu ve bileşimi üzerinde bölgesel ölçekli, ani ve geri dönülmez yüksek risk oluşturabilme potansiyeli taşımaktadır.
  • İklim değişikliği nedeniyle 21. yüzyıl boyunca ve ötesinde öngörülen deniz seviyesi yükselmesi nedeniyle kıyı sistemleri ve alçak alanlar giderek sular altında kalabilecek, kıyı sellleri ve kıyı erozyonu gibi olumsuz etkileri yaşayacaktır.
  • Orta ve yüksek salım senaryolarına göre okyanus sularının asitlenmesi özellikle kutup ekosistemleri ve mercan resifleri gibi denizsel ekosistemler üzerine önemli riskler oluşturmaktadır.
  • Bazı noktalar için geçerli olmasa da tropik ve ılıman bölgelerde yüzyıl sonunda 2 dereceyi aşan sıcaklık artışlarına neden olan iklim değişikliği uyum çabaları olmadan önemli bitkilerin üretimini (buğday, pirinç ve mısır) olumsuz etkileyecektir.
  • Gıdaya erişim, kullanım ve fiyat istikrarı gibi gıda güvenliğinin tüm yönlerinin iklim değişikliğinden etkilenmesi beklenmektedir.
  • Yakın gelecekte su mevcudiyeti ve temini, gıda güvenliği ve tarımsal gelirler üzerinde gıdasal ve gıda dışı tarım ürünlerinin üretim bölgelerindeki değişimden doğan önemli etkiler beklenmektedir.
  • İklim değişikliği dolaylı yoldan yoksulluk ve ekonomik şoklar gibi çatışma nedenlerini arttırarak,  iç savaş ve grup içi şiddet şeklinde şiddetli çatışmaların risklerini artırabilir.
  • 21. yüzyıl boyunca, iklim değişikliğinin etkilerinin özellikle kentsel alanlarda ve açlık ortaya çıkan noktaları çatışma noktalarında ekonomik büyümeyi yavaşlatma, yoksulluğu azaltmayı zorlaştırma, gıda güvenliğini daha da eritme, yeni yoksulluk tuzaklar oluşturma ve varolanları kötüleştirmek gibi etkileri olması beklenmektedir.


Gelecekteki Riskleri Yönetebilmek

  • Uyum yer ve bağlama özgüdür, tüm ortamlarda riskleri azaltmak için uygun, tek bir yaklaşım bulunamaz.
  • Uyumun planlanması ve uygulaması bireylerden hükümetlere tüm seviyeler arasında tamamlayıcı eylemler yoluyla geliştirilebilir.
  • Gelecekteki iklim değişikliğine uyumun ilk adımı bugünkü iklim değişkenliğine karşı kırılganlığı ve etkilenebilirliği azaltmaktan geçer. Bu stratejiler diğer hedefler için de ortak faydalar yaratacak eylemleri içerir.
  • Kötü planlama, kısa vadeli sonuçları aşırı vurgulama, ya da sonuçları yeterince iyi tahmin edememe uyumun ters tepmesine neden olabilir.
  • Sürdürülebilir kalkınma için iklim esnekliği olan çözüm yollarından beklentiler dünyanın iklim değişikliğini azaltmak için neler yapacağına bağlıdır.
  • İklim değişikliğinin hızının ve büyüklüğünün artması uyum sınırlarının aşılması ihtimalini de arttırmaktadır. 
  • Ekonomik, sosyal, teknolojik ve siyasi kararlar ve eylemlerdeki dönüşümler iklim esnekliği olan çözüm yollarını etkinleştirebilir.


Görüldüğü gibi IPCC'nin ikinci çalışma grubu raporu bizlere bir yandan iklim değişikliğinin etkileri konusunda gayet karanlık bir tablo çiziyor ancak öte yandan da uyum konusunda almamız gereken önlemleri de açıkça gösteriyor, yeter ki biz bu uyarıya kulaklarımızı tıkamayalım.

Yazının yayınlanmış halini EKOIQ Mayıs 2014 sayısında bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder