Orijinal yayın: 19.02.2008
11.03.2008
itibariyle dünyada neredeyse bir biz bir de ABD kaldı Kyoto
anlaşmasını kabul etmeyen. Bizim büyüklerimiz her fırsatta
imzalamama nedenlerini Amerika'ya dayandırıyorlar, ama konu
gerçekten öylesine basit mi? Bu işin tarihçesi şöyle gelişti:
Clinton başkanlığı sırasında özellikle Al Gore'un bastırması sebebi ile ABD Kyoto Anlaşmasını kabul edeceğini söyledi. Ancak Amerika'da aynen bizde olduğu gibi tüm anlaşmalar Senato ve Meclis onayından geçmek zorundadır. Senato bu anlaşmaya 95-0 oyla "eğer gelişmekte olan ülkeler de aynı şartlara uygun davranmazlarsa biz bu anlaşmayı imzalamayız" dedi. Onlar bu kararı alınca Meclis toplanmadı bile, konu da orada kapandı. Yani Amerika'nın imzalamama sebebi konunun doğru veya yanlışlığına inanması değil, durum ne olursa olsun bizim de onlarla aynı şartlara tabi olmamızı istemesi.
Biz neden imzalamadık? Her zamanki gibi, hareket etme zamanında hareket etmediğimiz için gelişmiş-gelişmekte olan ülkeler ayırımında biz gelişmiş ülkeler statüsüne konduk. Bunun da temel sebebi, bu tür panellerde görev alması için devletin görevlendirdiği kişilerin temelde bilimden uzak olmak bir yana yurtdışı seyahatlerini gezme tozma olarak görüp, bu panellerde fikir bildirip ülke çıkarlarını sorunmaktan uzak olmaları. Sonuç olarak da Kyoto Anlaşması'nda biz gelişmiş ülkeler statüsüne sokulduğumuz için hükümetlerimiz bunu bahane edip anlaşmayı imzalamadılar.
Yani sonuç olarak bizim imzalamama sebebimiz "biz gelişmiş değiliz valla", Amerika'nın ki ise "gelişmiş olsanız da olmasanız da aynı şartlara tabi olmanız lazım".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder