25 Mayıs 2008 Pazar

İklim Değişikliğinin Temel Soruları

Orijinal yayın: 25.05.2008

Pek çok ortamda karşımıza çıkan bir soru var, soranların izni ile bir kez daha tekrarlamak istiyorum: "İklimin değişmesi zaten doğal bir süreç hatta geçmişte de buzul çağları olmuş ve insan soyu hala devam ediyor. Siz iklim değişikliğini önlemeye çalışarak doğanın bu düzenini bir şekilde bozup değiştirmeye çalışmış olmuyor musunuz?" Hatta bu soruya şöylesi bir ekleme de geldi: "Referans noktası olarak kendimizi alırsak, yani insan gözüyle bakarsak; doğa ve insan doğal olarak ayrı görünebilir ki eylemlerimizi doğaya müdahale mi acaba diye yargılayabiliriz. Halbuki referans noktasını dışarıdan bir yerden alırsak, insan türünün bütün eylemleriyle birlikte diğer türler gibi doğaya ait olduğunu görürüz. Yani insanoğlunun bilgi birikimini geliştirmesi (bilimsel çalışmalar), teknolojik gelişmeler, buna bağlı olarak diğer canlılara verilen zararlar, bunların hepsi doğanın içinde tasavvur edilirdi dışarıdaki gözlemci tarafından". Bu sorulardan ilki nispeten daha kolay cevaplanır nitelikte olduğu için ondan başlayalım cevaplamaya...
Soru: İklim değişikliği doğada hep olan birşey midir??
Cevap: Dünya tarihinde bundan çok daha sıcak ve çok daha soğuk zamanlar olmuştur. Dolayısıyla dünya için sıcaklığın bundan çok daha sıcak veya çok daha soğuk olması doğaldır. Geçmişte bizim şu anda saldığımız karbondioksit miktarından çok daha fazlası atmosfere doğal sebeplerden yayılmış ve sıcaklığı arttırmıştır. Mesela dinazorların ortaya çıkıp yayıldıkları Jurasik döneminde atmosferdeki karbon diyoksit miktarı günümüzün neredeyse beş katı, sıcaklı ise bugünkünden ortalama olarak dört derece yüksekti. Dolayısıyla sıcaklıkların veya karbondioksit miktarının bugünkünden çok daha fazlası bile dünya veya hakim ekosistem açısından ciddi bir sorun yaratmamaktadır.
Sorunun ikinci kismi: Biz doğanın işine karışmakla doğru mu yapıyoruz??
Cevap: Doğayı bu iklim değişikliğine doğal sebepler itmedi ki insanların bu değişikliği durdurmaya calışması doğaya aykırı olsun. Zaten yukarıdaki eklemeyi de göz önünde bulunduracak olursak, biz zaten doğanın bir parçasıyız, dolayısıyla bizim yaptıklarımız da doğanın bir parçası olmalı (ben her ne kadar bu görüşe fazla katılmasam da).
Ama belki de daha önemli soru: Bugünküleri geçmişteki tüm iklim değişikliklerinden ayıran nedir??
Cevap: Geçmişteki iklim değişikliklerini ikiye ayırmak mümkün: Ani olaylar sonucu oluşan iklim değişiklikleri ve uzun süreçler sonunda oluşan iklim değişiklikleri. Meteor çarpması veya dev yanardağlar gibi oluşan iklim değişiklikleri neredeyse kesinlikle bilindiği gibi pekçok türün ölümü ile sonuçlanmıştır. Aradan geçen milyon yıllar sonunda ortaya çıkan yeni türler bu değişen iklim şartlarına uyum sağlamaya başlayarak hayatın devamlılığını sağlamışlardır. Burada dikkat edilmesi gereken, ani olaylar sırasında var olan türlerin pekçoğu bu olaylar sırasında yok olmuşlar ve yeni türler bunların yerini milyonlarca yıllık bir süreçte doldurmuştur. Günümüzdeki gibi iklim değişikliklerinin benzerleri geçmişte yaşandıklarında sonuçları da ciddi anlamda felaket olmuştur. Bunun temel sebebi de canlı türlerinin pekçoğunun ani değişikliklere hızlı tepki verememesidir. Önümüzdeki yüz yılda dünyanın ortalama sıcaklığı 6 derece artacak olsa, emin olun insanlık ortadan kaybolmaz, pekçok tür yok olabilir, ancak insanlık değişen şartlara en hızlı ayak uydurabilen tür olduğu için yaşamını sürdürecektir. Ama buradaki temel sorun insanların ölümü değil insanların besin kaynaklarının yok olmasıdır. Bunun sonucunda da insan nüfusunda ciddi azalma beklenebilir. Bazı kaynaklar bu ciddi azalmayı %90-95 seviyesinde vermektedirler. Mesela geçmişte buğday ambarı diye bilinen ülkemizde buğday artık sınırlı bölgelerde üretilebilmektedir, çünkü bitkileri kendi hallerine bırakacak olursanız üreme alanlarını senede ancak 1-2 km değiştirebilmektedirler. Buna karşılık iklim değişikliği bitkilerin yaşam alanlarını bundan çok daha hızlı değiştirdiği için insanlar dışındaki canlı türleri buna ayak uydurmakta büyük zorluklar çekmektedir. Bu noktada karşımıza çıkan doğal soru: "Peki güneyler bitki yetiştirilemeyecek kadar sıcak olduğunda insanlık kuzeye kayarak kuzeyde tarıma uygun olmayan alanları tarıma açmak suretiyle aynı tarım ürününü elde etmeye devam edemez mi?" Basit cevabı, edebilir ama nereye kadar, kuzeye gitmenin bir sınırı var, ancak güneyde tarıma imkan vermeyecek olan alanın genişlemesinin bir sınırı yok, dolayısıyla da beklenen 6 derecelik bir iklim değişikliği insan nüfusunda da ciddi bir azalmaya neden olacaktır.
En önemli soru: Madem bizler doğanın bir parçasıyız ve madem iklim değişiklikleri doğada var, biz neden birşeyler yapmalıyız??

Cevap: Biz bugün dünyada yaşıyoruz. Eskiden Bangladeş'in tamamı suyun altına gömülecek olsa kaç yazardı, şimdi gerçekleşmesini pekçoğumuzun göreceği bu ihtimal 100,000,000 insanın hayatını kaybetmesi demek. Bunun için konu umurumuzda ve durdurmak icin birşeyler yapmaya çalışılması gerekiyor. Pekçoğumuz hayatımızı biraz daha az güneşe çıkarak, yiyeceklere biraz daha fazla para harcayarak ve klimayı biraz daha fazla çalıştırarak geçirebiliriz, ancak çocuklarımızın bu kadar ucuz kurtaramayacakları neredeyse kesin. Sonuçta bizler dışarıdan bakan gözlemciler değiliz, olayın tam ortasında yaşıyoruz.

1 yorum:

  1. İnsanlık değişimlere en hızlı ayak uydurabilen tür değildir. İnsanoğlu kompleks bir organizma olduğu için aslında adaptasyon kabiliyeti çok yüksek değildir. Basit canlılar yani bakteriler ve diğer mikro organizmalar insanlara göre çok daha hızlı ayak uydurabilecek canlılardır.
    İnsan nüfusunda ciddi azaltma 6 derecede değil çok daha erken 2C veya daha iyimser tahminle 3-4C de gerçekleşecektir. 6Clik ısınmada insan türü artık hayatta kalma mücadelesi vereceği bir sıcaklık seviyesidir.
    6C ısınan bir Dünya'da insanoğlunun ortadan kalkmayacağına emin olmak aslında önemli bir iddiadır. Geçmişteki 6C lik ısınma koşullarında insanoğlu hayatta kalabilir ama bu sefer ki 6C lik Dünya'nın nasıl bir yer olacağı kimse bilmiyor ama çok tehlikeli bir yer olacağı daha önceki hiç bir şeye benzemeyeceğini tahmin edilebilir.
    Mesela 6C ısınmış bir Dünya'da şu anda çalışan bir çok nükleer santral sular altında kalacaktır ve radyoaktif atıklar okyanuslara ve atmosfere karışabilir. Ayrıca 6C ısınmadan çok daha erken bir sürede büyük bir Dünya savaşının çıkması kaçınılmazdır. O savaşta yoğun nükleer silah kullanılabilir ve doğaya çok zarar verilebilir. Nükleer felaket gibi daha bir çok senaryoda iklim değişikliğinden önce insanoğlu kendini yok edebilir.
    Hepsinden önemlisi 6 derece ısınma Dünya'nın karşılaşabileceğin en yüksek sıcaklık artışı değildir. James Hansen'ın son kitabında bahsettiği gibi kontrolden çıkmış küresel ısınma (Runaway Global Warming) durumunda sıcaklık sürekli artarak onlarca derece yükselebilir ve Dünya'yı Venüs benzeri yaşamsız bir gezegene çevirebilir. Uzun zaman dilimden gerçekleşecek bir süreç olsa da küresel ısınmanın kontrolden çıkması 4C'nin üzerindeki bir sıcaklıkta gerçekleşmeye başlayabilir. Süreç bir kez kontrolden çıktı mı durdurulması çok güç veya imkansız olabilir. Diğer bir değişle 6C Dünya'nın ulaşabileceği son sıcaklık noktası değildir. Belki İnsanoğlu için dayanılabilecek son sıcaklık seviyesi olabileceğinden bu kadar vurgulanıyor.
    Kısaca insanoğlu her türlü iklim değişikliğine dayanabilecek, hepsine ayak uydurabilecek bir canlı değildir. Zannedildiğinden çok daha zayıf ve kırılgan bir yapıya sahiptir. Doğa bilimcileri hiçbir canlı türünün yaşamını destekleyen doğayı sonsuza kadar veremeyeceğini ve zarar veren canlıların bir seviyeden sonra yok olacaklarının kanıtlarıyla doludur. İnsanoğlunun bir istisna olmasını gerektirecek hiçbir unsur yoktur. Ya yaşayabilmeni sağlayan doğayla uyumlu yaşarsın ya da yok olursun.

    YanıtlaSil